Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
Damda Deli Var
Damda Deli Var
Damda Deli Var
bu kitap sırf alttaki öykü için bile okunur diye düşünmekteyim.
Aziz Nesin
Aziz Nesin
gibi bir edebiyat devinin her kitabı daima severek okunur. Spoiler, içerir Kitaptan bir öykü İŞİNİZ OLDU GAYRİ! Tanınmış politikacılar gelecekti. Eskiden olduğu gibi bir iki lâf konuşup gelmeleriyle gitmeleri bir olmuyordu. Köy köy geziyorlar, kasaba kasaba dolaşıyorlardı. Politikacılar bu geziye çıkmadan önce parti merkezinde epey çekişmişlerdi. içlerinden en tecrübelisi. — Arkadaşlar, dedi, biz aramızda nasıl konuşuyorsak, halkla da öyle konuşuyoruz. Meydanlarda kürsüye çıkıp boyuna nutuk çekiyoruz. Halk bizi anlıyor mu, anlamıyor mu, hiç hesaba kattığımız yok. Bu çok yanlıştır. Halkın partimizden sorup öğrenmek istediği şeyler vardır. Bunlara teker teker cevap vermeliyiz. İktidara geçince neler yapacağımızı halk öğrenmelidir. Bu düşünce çok yerinde görüldü. Parti hatipleri, kürsüye çıkıp kendi bildikleri gibi konuşmayacaklar, halkın sorduklarına, onların anlıyacağı dille cevap verilecekti. Ama bu, göründüğü kadar kolay bir iş değildi. Kürsüye çıkıp alabildiğine konuşmak kolaydı. Ama soruları, her sorulanı cevaplandırmak zor işti. Köylü deyip geçmemeli, o ne çarıklı erkânıharptir! Bişey sorar, adamı zınk diye oturtur, partinin o bölgedeki itibarı iki paralık olur. Bunun için, dolaşılacak yerlerde halkın sorabileceği bütün sorular hesaplanarak, ona göre bir iktisat doktoru, bir hukuk profesörü, bir maliye mütehassısı, bir yüksek ziraat mühendisi, bir de ihtisasını Amerikada yapmış doktordan beş kişilik gezi heyeti kuruldu. Artık halk ne sorarsa sorsun, bu beş aydın kişi en zor soruları bile parti tüzüğüne göre cevaplandırabilirdi. Partinin teşkilâtı olan her yere, bu propaganda heyetinin geleceği, hatiplerin eskiden olduğu gibi kürsüden nutuk çekmiyecekleri, halkla konuşulacağı bildirildi. «M...» liler bu habere bayağı kızdılar. Konuşmak da, sorgu sual de oluyormuş. «...» ilçesi Başkanı, — De bakalım, dedi, sincik n'olacak? Yeni icat mı çıkardı bu bizim parti? Eskiden gelirlerdi, bağırır çağırır-iardı, yarı anlar, yarı anlamazdık, el çırpar, yaşa derdik, geçer giderlerdi. Sincik n'olacak? Onlarnan kim konuşacak, ne soracağız? Haydi bişey sorduk, onların dediğini kim anlayıp, kim sökecek? Manifaturacı Selim Ağa, — Sen, bizim onlara soracağımıza boş ver, dedi, lâf lâfı açar, derken ya onlar da bize bişey sorarlarsa? Burda bu kadar partili var. Herkesin içinde rezil olduk gitti. Başkan, — Buldum, dedi, kolayım buldum, fırt fırt ortaya çıkıp her bir lâfa karışmak, yok. Gelenlerle kimin konuşacağını evvelden bilelim. îyi mi? Hep birden, — îyi, dediler. Sayfa 5 — Kim konuşacaksa, kendine güvenen çıksın ortaya! Gönüllü çıkmayınca Başkan, Berber Osman'a, — Cırcır Osman, dedi, niye duruyorsun? Sabah akşam öter durursun, işte vaktin geldi. Berber Osman, — Bize söz düşmez Ağa, dedi, bizden önde gelen yaşlılar var. Hiç kimse bu işi üzerine almak istemiyordu. Sonunda Başkan, Aktar Salih'e, — Bu işi yapsan yapsan, bir sen yaparsın, Salih Çavuş, dedi. Aktar Salih kolları kabararak, — Bir başıma altından kalkamam, dedi. Nuri Efendi de gelsin... Partiden, köylülerle konuşmak, onların her sorusuna cevap verebilmek için nasıl bir heyet seçildiyse, burada da onlara bir şeyler sormak için Aktar Salih Çavuşla, Nuri Efendi seçildi. Başkan, — Beni şinci iyi dinleyin, dedi, öbür partililere rezil olmayalım. Hepsi buraya dolar. Onların yanında baktınız, bir lâfı anlamadınız, hiç anlamamışcasına davranmayın. Anlamış gibisine konuşun. Soma onların anlattıklarını siz evirip çevirin, tekrardan kalabalığa anlatın... Ertesi sabah kasabaya geleceklerdi. Salih Çavuş da, Nuri Efendi de neler soracaklarını akıllarından hesaplamışlar, birbir ezber etmişlerdi. Saat onda istasyondan dört otomobil «M...» kasabasına geldi. Beş politikacı, kendilerini istasyondan karşılayan partililerle, parti binasına gittiler. Çaylar, kahveler içildi. Öğle yemeğinden önce bir konuşma yapmak istiyorlardı. Hukuk profesörü olan politikacı, — Miting yasak olduğundan sâdece vatandaşlarla bir konuşma yapacağız, dedi, neresi uygundur? — Kahveye gidelim. Kahvenin içi de, bahçesi de tıklım tıkhmdı. Beş politikacı güleryüzle geldiler, kahve iskemlelerine oturdular. Doktor olanı, — Vatandaşlar, dedi, biliyorsunuz miting yasak. Onun için biz kürsüye çıkıp nutuk çekmektense burada ahbapça konuşmayı daha uygun bulduk. Her ne isterseniz bize sorabilirsiniz. Sizin sorularınıza cevap vermeğe çalışacağız. Kahveyi dolduranlar bu güzel sözlere sevinmişlerdi. Berber Osman, Parti ilçe Başkanına, — Aman ağa, dedi, hiç gözümüzü korkuttuğun gibi değilmiş. Bunlar da bizim gibi, beribenzer adam gibi konuşuyorlar işte... Dediklerini anlıyoruz. — Dur hele, dur... Daha politikaca lâfa başlamadılar ki... Hele biyol tutsun politika damarları da, bak bakalım anlaşılır mı ne dedikleri? Aktar Salih Çavuş ayağa kalktı: — Müsaadeniz olursa bişey soracağım, iş başına geçtiniz diyelim, neler yapacaksınız? Sayfa 6 Politikacılar birbirlerine baktılar. Böyle bir soruyla karşılaşacaklarım çoktan hesapladıkları için, cevabı da hazırdı. Hukuk profesörü olan partili anlatmaya başladı: — Herşeyden önce şunu arzetmek isterim ki, siyasal ve sosyal müesseseleri demokrasi idealine göre geliştirecek, kuvvetler ayrılığına dayanan batı örneğine uygun bir anayasa yapmak, ikinci meclis, anayasa mahkemesi kurmak lüzumunun bütün milletçe anlaşılmasını istemekte bulunuyoruz. Objektif esaslara dayanarak yapılacak hesaplarla, her siyasî parti gibi kendi effektif kuvvetine paralel aksiyon içinde enerjik bir hamleyle çalışmakta olan partimiz, teşrî ve icra kuvvetleri arasında hakem olabilecek bir koalisyona taraftar olduğunu bildirmekle, ne gibi gayelerle millî iradeyi daha tam veya sağlam bir şekilde istihsal edebilecek usûllere sahip olduğunu programında göstermiştir. Aktar Salih Çavuş, — Burasını anladık, dedi, bir müşkülümüz daha var, ihepsi iyi hoş ya, şu bizim çeltik ekimi n'olacak? Kahvede herkes kulak kesildi. Kasabanın en önemli işi sorulmuştu. Bu parti iktidara geçerse, çeltik ekimini ;ne yapacaktı? Bu soru iktisat doktorunu ilgilendirdiği için, sözü o saldı: — Size bu meseleyi gayet açık ve ilmî olarak izah .edeyim. Muvazeneli bol ekonomi-politik zarureti şundan da bellidir ki, dış âlemle münasebetimizdeki ciddiyeti, realizmden uzak bir nikbinlikle mütaleanın tipik bir numunesi de bu sene içinde ihracatımızın bir milyar iki yüz milyon doları bulduğu halde, halbuki 1953'ün aylık ihracat vasatisi 92 milyondur. Binaenaleyh transfer yapılanmayan borçlarımızın dondurulması lâzım geldiğini elbette anlıyorsunuz. ilçe başkam, Aktar Salih Çavuş'un gözünün içine baktı. Aktar Salih Çavuş, — Anlamasına anlıyoruz, dedi, biz artık o kadarını ,da anlamıyacak kadar şey miyiz yani? İktisat doktoru, — Durumu kâfi derecede tavzih ettiğimi, vatandaşlarımı tenvir ettiğimi zannediyorum, dedi- Nuri Efendi söze karıştı. Kalabalığa dönerek: — Yani hemşeriler, dedi. Bey demeye getiriyor ki, -sizin işiniz olacakmış. Çeltik te olacak, herbişey de... Salih Çavuş, — Anlamadığımız bişey kaldı, dedi, müsaadenizle • olursa eğer, onu da sorayım. Doktor olan politikacı, — Tahiî soracaksınız, dedi, biz kalktık buraya kadar sizin sorularımzı cevaplandırmak, dertlerinize bir çare rbulmak, partimizin tüzüğünü anlatmak için geldik. Nuri Efendi, Sayfa 7 Onu bunu bırakın, dedi, buraya orta mektep yapılacak mı, yapılmıyacak mı? Politikacı, — Onu da anlatayım, dedi, parlamenter demokrasiyi en iyi bir form içinde tahakkuk ettirebilmek için. kültürün fonksiyonunu hiçbir zaman unutmamak lâzım olduğunu bilmeliyiz. Anglo-Sakson mütefekkirlerinderr Thomas Heedly'nin şu sözü rehber olmalıdır: «Gayet kritik hallerde hükümet organlarının otomatikman Sezarizme temayülü sosyal politikanın muvazeneli koordinasyon mevkiindeki rolünü bozmaktadır.» Binaenaleyh hürriyet mücahidi John Bolinda'nın da dediği gibi bir memleket içindeki sistemsizlik, ilmî mütaleaları hesaba katmadığı cihetle sembolik bir mevki işgal etmektedir. Anlaşıldı herhalde. Vatandaşlar, sormak istediğiniz başka şeyler varsar çok rica ederim, çekinmeden herşeyi sorunuz. Nuri Efendi, köylülere, — Anladınız ya, dedi, o işiniz de oldu gayri... Yâni demeye getiriyor ki, orta okul bir tane değil çok yapılacak, lise mektebi bile yapılacak, diyor... Salih Çavuş, — Çok sorduk ya, kusura bakmayın, dedi, şu tütün fiyatları ne olacak? Maliye mütehassısı, — Anlatayım, dedi, serbest rejim fiilen ortadan kalkmak suretiyle fizikî kontrollar son derece mütecazi liberasyon payına yer veren dış ticaret rejiminin tatbikine imkân vermemiştir. Dahilî muvazenemizi ilgilendiren para ve maliye politikasını bu argüman ancak şu fonksiyonlarla doğrultabilir. Satılmayan envanter yığını ve sübvansiyonlu mubayaa, rezerve emteanın amortismanı da hesap edilirse, herşey kolaylıkla anlaşılır. Bu suretle size, sorduğumuz bu suali de en açık bir dille ve ilmî olarak izah etmiş bulunuyorum. Anlaşılmadık bir nokta kalmamıştır zannederim. Salih Çavuş, — Anlaşıldı, sağolun, dedi. Nuri Efendi anladıklarını köylülere anlattı: __ Yani demeğe getiriyor ki, o işiniz de olacakmış. Tütün fiyatlarını arttıracaklar, ama çimento fiatlarmı, nal mıhını, herşeyin fiyatım indirecekler, iktisat doktoru, — Başka soracağınız, öğrenmek istediğiniz bişey var mı? dedi. Salih Çavuş, — Sağolun, soracak hiçbişeyimiz kalmadı, dedi. Ziraat mühendisi, — Şunu da arzedeyim, çünkü onu sormadınız, diye söze başladı. Princeton Üniversitesinin beynelmilel ziraî münasebetler enstitüsünün tanzim ettiği bir kongre raporundan öğrenmiş bulunuyoruz ki alternatifler iyice tefrik edilip maliyete işaret edilmek suretiyle bunun üzerinde İsrarla durmak gerektir- Alimanter bir karakteri haiz yâni daha açık söyliyeyim, doğrudan doğruya Sayfa 8 geçimle ilgili bulunan ücret, konjonktür ayarlanmasının kıymetten düşmesini müşahede ettiğimize delâlet eder. Zannederim bu nokta da iyice anlaşılmıştır. Nuri Efendi, köylülere, — Bunu anlamıyacak ne var, dedi, yani istasyondan gelen şosayı kasabaya kadar uzatacaklarmıs. O iş de oldu demektir, anladınız ya... Alkışlar yükseldi. Politikacılar omuzlarda taşındı. Acele başka kasabaya gidecekleri için yemeğe kalamadılar. Otomobillerine bindiler. Arabalar, omuzlarda havaya kalktı. «Yaşaa, var ol!» sesleri arasında otomobiller uzaklaştı. Sayfa 9
Damda Deli Var
Damda Deli VarAziz Nesin · Nesin Yayınları · 20191,611 okunma
·
445 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.