Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

286 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Tam kavganın ortasına düşmüşken ilginç bir kitap karşıladı bizleri. Daha evvelden yazar için 1302 tarihini iddia etmesiyle onunla ilgili olumsuz yorumlar yaptıklarını söylemiştik. Ne ilginçtir ki bizim için bu çok da önemsiz birbirine yakın birkaç sayının yazar için de önemsiz olduğunu görüyoruz. Çünkü kitap 1300-1600 arası döneme tarihlenmiş. Bu da birkaç yıla takılanlar için dikkat çekici bir başlık tabi. Düz hesap yapmak bizde ata sporudur zaten. YKY yayınlarının güzel düzenlemesine de kavuştuğumuz bu eserde ilk konuda değinilen Osmanlı üzerine yazılan satırları daha önce yine yazardan detaylıca okumuştuk. Bu kitap düzenlemesinde benzer konulara değinilerek başlamayı daha uygun buldukları belli. Osmanlı tarihini dönemlerine ve kökenlerine ayırmak olsun, bir uç beyliğinden imparatorluğa giden süreç olsun, gelişmesi, duraklaması, gerilemesi kısa kısa da olsa değinilen konular arasında. 4 bölüme ayrılan kitabın ikinci bölümünde Hanedanın Doğuşu, Devlet Kavramı ve Sınıflar, Kanun ve Şeriat, Saray ve Merkezi yönetimler ise işlenen konular arasında. Son iki bölüm ise en çok dikkatimi çekenler arasında. Üçüncü bölüm ekonomik konular üzerine ayrılırken son bölümde din ve kültür üzerine bir inceleme bizleri bekliyor. İlim alanındaki çalışmalar, medrese ve tarikatlar ise dikkat çeken kısımlar. Neredeyse son 100 sayfaya ayrılan (50 sayfası kullanılan kaynaklara ayrılmıştır) Soy Ağacı ve Osmanlı Kronolojisi bile önemli bilgiler içeriyor. Tabi içerik konuları da dikkatimizi çekecek. Birisi ise insanların inanmakta zorlandığı, olmasa bile olduğunu düşündüğü rüşvet konuları ve kurumlar arasındaki yozlaşma. Tamamen kafamdan sayı yazarak söylüyorum daha iyi anlatmak için. Misalen 1575 yılında A kurumu rüşvet almaya başlıyor ve bu kurum o kadar çürüyor ki artık A kurumu rüşvet almadan evraklara imza dahi atmaz hale geliyor. İnsanlar da bu rüşvetin günümüzde bile alıp başını gittiğini, liyakatsiz insanların ileri yerlere geldiğini düşünüyor. Değil mi? Bu alanda en meşhur örneklerden biri de Kemal Sunal’ın 1980 yılında çevirdiği Zübük filminin ta kendisidir. Bizlerin tarih merakı nereden geliyor? Neden tarih öğrenmeyi, tarihi ve tarihimizi öğrenmeye ve araştırmaya neden bu kadar hevesliyiz? Malumdur ki tarihimizin doğru öğretilmesi ve anlaşılması üzerine Mustafa Kemal Atatürk tarafınca Türk Tarih Kurumu kurulmuş, anlamlı bir söz söylenmiştir. Bu söz neticesinde biz tarih araştırmacıları her konunun üzerine gider, koca bir kitabı tek bir cümlesi için okuruz. Yoksa Ata’nın söylediklerinin gerçek olması uzak değildir: “Tarihini bilmeyen bir millet, yok olmaya mahkumdur!” Hepimize iyi okumalar dilerim..
Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600)
Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600)Halil İnalcık · Yapı Kredi Yayınları · 2003878 okunma
·
278 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.