DİPÇE : Ahmet Celal, ön sözde Heinrich Böll "1970'li yıllarda bu romanı yazdığında, o zamanki Almanya'nın bir toplumsal gerçeğini çıkış noktası yapmıştı." der ve ünlü Baader-Meinhof olayının bu kitaba zemin hazırladığını belirtir. Heinrich Böll; Der Spiegel’e yazdığı bir makalede, Kızıl Ordu Fraksiyonu üyeleri Ulrike Meinhof ve Andreas Baader ve arkadaşlarına yönelik ifadelerin ve basın yönlendirmesinin “linç hukukuna” sebebiyet verdiğini belirtir. “Kamuoyunun en azından ‘kontrolsüz’ diyebileceğimiz güdülerinin yürütme erkine müdahil olmasına izin verilen yerde, hukuk devleti sıfatı şüpheli hale gelir,” ifadesini kullanır. Bu demeç üzerine Heinrich Böll "Terörist sempatizanı”, veya “cephane tedarikçisi”gibi ithamlarla karşılaşır. Sağ siyasetin hedefi olur. Dönemin siyasi anlayışından payını alan Böll, Katharina Blum'un hikayesiyle yaşadıklarına ve dolayısıyla dönemin Almanyasına dokunur. Medyanın suçlu veya suçsuz bireyleri belli bir noktadan alıp istediği yerde konumlandırma beceri ve gücüne değinir. Bu anlamda zamanını aşan bir eserdir ve adeta Katharina Blum evrensel bir konunun sembolüdür artık, denilebilir. Katharina Blum dürüst ve disiplinli bir yaşam sürerken gönlünü kaptırdığı kişinin yasa dışı suçları nedeniyle göz altına alınır. Konunun basına yansıması üzerine bir gazetecinin sınırları aşan meslek anlayışının etkisiyle de toplumun gözünde adeta asıl suçlu konumuna getirilir. Özel yaşamının yıkıma uğraması Blum'u kaçınılmaz sona sürükler. Sosyal medyanın ve basının etik anlayışına gerçekçi bir bakış sunan sinir bozucu ve çarpıcı bir eser. Severek okudum. Böll okumalarında öne alabileceğiniz bir eser. Keyifle okuyun, esen kalın.

Katharina Blum'un Çiğnenen OnuruHeinrich Böll · Can Yayınları · 2019669 okunma

··

640 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.