Her şeyi olduğu gibi ve geçmişe giderek anlatma durumunun görüldüğü ‘Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat’ ile birlikte ikinci öyküsü. Gittiği yerde umduğunu bulamayan bir karakterin anlatımının görüldüğü ise ‘Kızıl’ ile birlikte ikinci öyküsü. Yazarımız bir de olaylar anlatılmadan önce ana karakterler aracılığıyla okuyucunun beklentisini yükseltmeyi çok iyi başarıyor. Keyifli, sürükleyici ve biraz farklı bir öyküydü.
…SPOİLER…
Amok ismi, Malezyalı bir iyilikseverin birden ayağı fırlayıp umarsızca koşmasından geliyor. Okuyunca detaylara vâkıf olabilirsiniz. Amok koşucusunu hiçbir güç durduramaz. Delirmiş gibi bir şeye odaklanıp koşar. Doktor olan ana karakterimizin hastalarından birine saplantılı hâle gelmesiyle bu durum ortaya çıkıyor. Hikâyede ordan gelişip gidiyor zaten.
Kendini tekrar eden bir anlatım tarzı olduğu için Stefan Zweig’le uzun bir süre yollarımı ayırmaya karar verdim. Son zamanlarda çok fazla ve üst üste Zweig yüklemesi yaptığım için sıkıldım biraz sanırım :)