Toplumumuzda en çok tartışma konusu olan, bilhassa Genç Cumhuriyet dönemi ve öncesinde toplumun safında yer almış aydın ve yazarlarımızın biraz da eskilerin tabiriyle ‘İllallah’ ettiği ‘Batılılaşma mı Batı Özentisi mi’ sorununa Halil İnalcık da iyi bir katkı yapmış. Aynı zamanda bu katkıyı İş Bankası gibi bir yayın, oldukça kaliteli bir baskıyla katkı sunduğu için kitabın değeri de katlanmış haliyle. Rönesans Avrupası adlı bölümde modern Avrupa devletlerini inceliyor, çağ olarak bu dönem özelliklerine bakıyor, hangi devletler ve neler yapıldığı anlatıyor, bilhassa ekonomik alanda ortaya çıkan yeni bir sınıf olarak Burjuva sınıfı değerlendiriliyor (bizde de savaş zenginleri vardır ki bu konuda da pek çok eserimiz vardır bu meseleye değinen) ve kısa bir inceleme – makale arası bölümle giriş bölümünü tamamlıyoruz. İlerleyen bölümde İtalya özelinde Avrupa topluluk ve devletlerinin yeni bir şeyler beklediklerini okuyoruz. Daha doğrusu komplike konulardan anlaşılan temel maddemiz bu beklentinin olduğu ve bunu yapacak insanların beklendiği yönünde. İyi olan taraf ise bunu gerçekleştirenlerin yani iyi işler başaranların kötü şartlar altında olanların olduğu ve bir bedel ödedikleri. İşlenen çok fazla konu var, çok fazla başlık da var tabi. Tabi bu sıkıcı olmamış çünkü çok fazla konu oldukça fazla başlığı da beraberinde getirdiği için molalar da sıkça yapılabiliyor. Konular da fazla uzun tutulmadığı için saatlerce okuyarak aynı konuyu aşmak için uğraşma sorunu yok. Akabinde Türkiye üzerinden bir inceleme görüyoruz ki en dikkat çekici bölüm gibi de değerlendirebiliriz bunu. Çünkü Batı ile bir özdeşleşme süreci olduğu gibi aynı zamanda yılların hatta yüzyılların getirdiği bir Doğu Kültürü de coğrafyaya hâkim. Hal böyle olunca haliyle de oldukça sancılı bir süreç olacağı aşikâr. Bunlar yanında araştırma ve incelemeler de buraya eklenmiş. 400 sayfadan fazla bir kitap olduğunu düşünürsek, sıkıcı olmaması için konuları sıkça değiştirerek ilerlemek gerekirdi zaten. İlginç olan ve dikkat çeken bir nokta var aslında. Şöyle ki Cumhuriyet dönemi Mustafa Kemal Atatürk dönemi ve sonrasında yaşanan tüm dönemi göz önüne aldığımızda, kendi gücünü yalnızca ilk dönemde kullandığını görüyoruz ülkemizin. Yani o dönem eleştirileri için bakıldığında liramızın yabancı paralar karşısında oldukça yüksek rakamlara çıktığını da görüyoruz. Bunun dönem eleştirisi haline getirildiğini de görüyoruz ama mesele tüm bunlara rağmen kendi gücüyle bir şeyler yapabilmenin özüne inebilmek. Diğer yandan bakıldığında haklı bir itiraz da gözümüze çarpıyor. Savunma sanayimiz ve üretimimiz bir şekilde güzel ilerlerken elektrik gibi vatandaşlara destek olunması gereken, tütün gibi ülkenin çoğunluğunun tükettiği pek çok ürünün özel kuruluşlara satılması meselesi. Bunlar dikkat edilmesi ve önemsenmesi gereken noktalar. Bunu biraz açıklayalım ki daha net anlaşılsın. Bazen insanlar inatla anlamak istemiyor veya yanlış yerlere yönlendiriyor. Mesela elektrik için % 20 zam geldi yakın dönemde. Bu zammı göz önüne aldığımızda özelleştirilmiş şirket kafasına göre bu zammı yaparken aynı zamanda bu zamdan etkilenen pek çok üretici firma ve sanayi kuruluşu da zam yaparken bu zamlardan fiyat olarak etkilenen de yine halklar olacak ve mücadele edildiği iddia edilen enflasyon altında insanlar ezilmeye mahkûm olacaktır. Bu da oldukça olumsuz bir senaryo olarak karşımıza çıkmakta ve siyasi boyut olarak baksak dahi A,B,C partilerinden ziyade (1.0 genel oyu olmayanların bile milyonluk arabalara bindiklerini gördüğümüz için kendilerini yok sayıyor ve halka göre yazıyorum) tüm halkı etkilemektedir. Biraz daha Tarih öğrencilerine hitap ettiğini düşünsem de genel olarak tarihimizi öğrenmenin bir zorunluluk, miras ve vasiyet olduğunu düşündüğümüzde böyle değerli eserlerin önemini daha iyi anlıyoruz. Yaklaşık 30 yıllık bu birikimin hala bir üniversitede referans olarak işlendiğini de duyduğum için bilgi notlarımızın arasına eklemek istiyorum. Hepimize iyi okumalar dilerim..

Rönesans AvrupasıHalil İnalcık · İş Bankası Kültür Yayınları · 2011504 okunma

·

313 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.