Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

619 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Oblomov
Kitap rus toplumu eleştirisini Oblomov üzerinden anlatır. Sade bir dili vardır. benzetmeler, karakter tasvirleri güçlüdür. Ana karakter İlya İlyiç Oblomov. iyi eğitimli ancak eğitimini nasıl kullanması gerektiğini bilmeyen, dürüst, saf bir karakter. tüm gün düşünür, kafasında tasarlar ancak eyleme asla geçmez. tekrar tekrar düşünür ve sürekli erteler. Peki bu hale nasıl gelmiştir? Oblomov'un rüyası isimli ikinci kısımda bunu ayrıntılı bir biçimde anlatıyor. en önemli faktör Oblomov'un doğup büyüdüğü çevredir, ailesidir. ''Bir şey düşürdüğü , almak istediği bir şeye uzanamadığı ya da bir yere kadar gidip bir şey getirmesi gerektiği zaman İlya İlyiç bazen her gürbüz çocuk gibi işini kendi yapmak, istediğini kendi kendine başarmak isterdi; ama annesi babası üç teyzesi bağırmaya başlardı... Böylece İlya İlyiç hiçbir şeyi kendi kendine yapmak fırsatı bulamazdı. Sonraları kendisi de böyle daha rahat olduğunu anladı. O da büyükleri gibi bağırmayı öğrendi...'' '' İlyuşa somurta somurta evin içinde , kış bahçesinde büyütülen sıcak bir ülke çiçeği gibi kalıyor ve onun gibi ağır ağır cansız cansız büyüyordu. Harcanmak isteyen güçleri harcamayınca içinde kalıyor ve yavaş yavaş köreliyordu.'' Ayrıca bu bölümde rus toplumunun yaşayış biçimini de anlatır. batıl inançlıdır rus toplumu. Sorun olunca araştırmaz nedeni başka şeylerde arar: '' Belki uykulu ve uyuşuk bir hayatın sonsuz sessizliği, hareketsizliği, maceraların, tehlikelerin korkuların yokluğu, insanı gerçek hayatın ortasında bir hayal dünyası yaratmaya götürüyor ve aylak düşüncesi bu hayal dünyasında istediği gibi at oynatıyor ya da olanın bitenin nedenini onun dışında arayarak tabii olayları onlarla hiç ilgisi olmayan nedenlere bağlıyor. ... rus halkı bugün bile çevresindeki sert ve açık gerçeğe rağmen eski zamanların sihirli masallarına inanmayı sever. belki de çok zaman bu inançtan kurtulamayacaktır.'' İlerleme yoktur bu toplumda. Durağandır: '' Eskiden bir çocuğa hayatın ne olduğu erkenden anlatılmaz, yaşamanın çileli çetin bir iş olduğu düşüncesi verilmezdi; çocuğu kitaplarla yormazlardır. Çünkü kitaplar türlü sorunlar çıkarır bunlar da insanın yüreğini kafasını kemirir hayatı kısaltırlardı. Yaşama düzeni çoktan ve herkes için kurulmuş bitmişti; bu düzeni insana anası babası öğretirdi; onlar da büyükbabalarından, büyükbabaları da büyükbabalarından hazır olarak almışlar, onu Vesta ateşi gibi hiç değiştirmeden kutsallığına leke sürmeden korumaya ant içmişlerdi... Hayat uslu bir ırmak gibi akıp gidiyordu: Yapılacak şey kıyıda oturup, birer birer herkesin başına gelen kaçınılmaz olayları izlemekti.'' Ailesinden öğrendiği iş yapmamayı hayatı boyunca uygular Oblomov. Ara sıra pişmalık da duyar. (syf 115) ''Yarım kalmış bir adam olduğunu, ruh güçlerinin gelişmeden kaldığını, hayatına bir ağırlık çöktükçe içi parçalanıyordu. Başkalarını zengin hareketli hayatını görünce kıskanıyor; kendi hayatının yolunu ağır bir kaya parçasıyla tıkanmış, daracık, zavallı bir keçiyolu gibi görüyordu. İçinde, hiç uyanmadan kalmış, biraz kurcalamış fakat hiçbiri sonuna kadar işlenmemiş birçok yetenek olduğunu acı acı seziyordu. İçi yanarak anlıyordu ki onda gömülü kalmış iyi ve güzel şetler vardı. belki çoktan ölmüş ya da dağın derinliklerindeki altın gibi saklı kalmış olan bu ahzine çoktan gün yüzüne çıkmış olmalıydı ama öyle derinlerde kalmış, üzerine öyle pislikler yığılmıştı ki... '' ama tabi ki bir şey yapmayacaktır. Oblomov'un çocukluk arkadaşı Ştolts onu bu durağanlığından kurtarmaya çalışır. baba tarafından alman anne tarafından rus olan bu adam hayatını çalışmaya, gelişmeye, ileriye adamıştır. ''oblomov- peki insan ne için yaşar öyleyse? Ştolts- İşin kendisi için başka bir şey için değil. Çalışmak hiç değilse benim hayatımın gayesi, içi, dışı, her şeyidir.'' (syf 225) Zeki ve dürüst biridir Ştolts. Oblomovun güvendiği kişidir ve en yakın arkadaşıdır. hatta çocuğuna bile Ştolts'un ismini verecektir. Oblomovun ne zaman başı sıkışsa her daim yardımına koşar, işi devralır ve yoluna koyar. Oblomov çiftliğinin gelişmesini sağlamış, Oblomov'u dolandırıcıların dalaverelerinden kurtarmıştır. ancak işi gereği ne zaman Oblomov'u yalnız bırakmak zorunda kalsa Oblomov yeniden durağanlığa geri döner. bunu önlemek için Ştolst Olga'yla tanıştırır Oblomov'u. Ve Oblomov aşık olur. Aşk kendini geliştirmek için oldukça etkili olur. Kendini yeniden hayata dönmüş bulur oblomov. Nişanlanmaya bile karar verirler. ancak işlerini bir türlü tam anlamıyla yoluna koyamayan oblomov (hem ev bulması gerekiyordur, çiftlikte de işleri yoluna koyması lazımdır) Tekrar oblomovluğa tutulur, nişanlanma aşamasına bir türlü gelemezler. ve hayal kırıklığı içinde ayrılırlar. Olga da Oblomov da değişir bu ayrılıktan sonra. Olga çok kötüleşir ayrıldıktan sonra. Onu toparlayan ve onunla evlenecek olansa Ştolst olur. Olga da Ştolst da bu aşk sayesinde kendilerini gelişmeye ve ileriye adamaya devam ederler, birbirlerine layık olabilmek için. Oblomov dul ev sahibinden kiraladığı evinde rahata alışır. bu kadından çocuğu da olur. hayalindeki yaşama da kavuşmuş gibidir. ''ilya ilyiç'in hayatı altın bir kafes içinde yalnız günler, geceler ve mevsimler değişerek geçiyordu.'' (syf 595) '' Oblomov, çevresindeki rahatlığın, durgunluğun ve bolluğun canlı örneğiydi. Yaşadığı hayata alışmış ve epey düşündükten sonra başka bir amacı olmadığı, arayacak başka bir şey kalmadığı, hayattaki idealine kavuştuğu düşüncesindeydi. Eksik kalan sadece, doğduğu köyde, köleler arasında yaşanacak gamsız bir hayata hayal gücünün kattığı şiirli taraflarıydı... Zaman zaman hayal gücü tekrar alevlenirse unutulmuş anılar, kavuşulmamış hülyalar dirilip önüne çıkarsa, hayatını böyle harcadığı için vicdan azabı duyarsa uykusu kaça, gece uyanıp yatağından sıçrar, yaşarken kadri bilinmemiş bir ölüye ağlar gibi parlak hayat hülyaları üstüne acı ve umutsuz gözyaşları dökerdi.sonra etafa bakar gündelik keyiflere kapılır, kızıl göklerde batan güneşi dalgın dalgın seyreder ve sonunda karar verirdi ki hayatı böyle sönüp durgunlaşmamıştır, kader, insan hayatının rahat tarafını göstermek için Oblomov'un mahsus böyle yaşamasını istemiştir. '' ''O er meydanında çıkacak bir pehlivan olarak değil, sakin bir savaş seyircisi olarak büyümüştü.''
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,4bin okunma
·
147 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.