Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

168 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
MÜSLÜMANCA DÜŞÜNME ÜZERİNE DENEMELER 1940'ta Maraş'ta doğan Özdenören ilk ve orta oğretimini Maraş, Malatya, Tunceli gibi Güney ve Doğu şehirlerinde tamamlamış ve İstanbul hukuk fakültesi ile aynı üniversitenin gazetecilik enstitüsünden mezun olmuştur. Devlet Planlama Teşkilatında uzman olarak çalışan Özdenören bir süreliğine araştırma amacıyla ABD'nin çeşitli eyaletlerinde bulunmuştur.Yazdığı kitaplarla çeşitli ödüller kazanan, Türk öykücülüğünün ve deneme yazarlığının gelmiş geçmiş en usta kalemlerinden biri olan Rasim Özenören, 23 Temmuz 2022' de hayatını kaybetmiştir. Özdenören'in 70'li ve 80'li yıllarin başında yazdığı -ve hala güncelliğini koruyan- denemelerinin derlenmesiyle meydana gelen eser dört bölümden müteşekkil olup, 146 sayfadan oluşmaktadır.Kitabın ilk baskısı 1985 yılında yapılmış ve bir çok defa düzenlenerek yeniden yayına verilmiştir. Yazarımız; Düşünce mefhumunun yok olmaya yüz tuttuğu insanların hayatlarının her alanında robotlaştığı, sadece giyim kuşamda değil en basit günlük işlerinde bile sistemin moda adı altında dayattığı kalıp hayatlar yaşadığı şu çağlara, bu çağda yaşayan ve çağa ayak uyduran müslümanlara, müslümanca duruşu hatırlatmış, müslümanların zamanla değişen algılarından , bilinçli bir müslümanın nasıl olması gerektiğinden, modern putlardan ve bu putlardan temizlenme yollarına değinmiştir. Ayrıca batı zihniyetine sahip insanla müslümanın dünyaya bakış tarzı arasındaki farkaları geniş bir perspektifle ele almıştır. Birinci bölüm Panorama başlığıyla dokuz denemeden oluşuyor. Genel olarak özetlememiz gerekirse bu bölümde, Özdenören; Günümüz dünyasında asıl problemin, problem olarak uğraşılan konular olmadığı asıl problemin kafa yapısında olduğunu söylemiş ve batı'nın kafa yapısı ile müslümanın kafa yapısı arasında bir ayrım yapılamsı gerektiğine dikkat çekmiştir. Çünkü müslüman kafa yapısı ve batılı kafa yapısı farklı tezler üzerine inşa edilmiş bambaşka bakış açılarıdır. Böyle bir ayrım yapmadığımız takdirde batı kaynaklı bütün problemlere islami çözümler bulmaya kalkışır ve kendimizi daha büyük bir problemin içinde buluruz. Aynı şekilde batının insanı metalaştırdığı kendisine bile yabancılaştırdığını dolayısıyla böyle bir düşünce yapısının günümüz problemlerine çözümler sunmak yerine insanı bu problemli ortamlarda bir başına yaşamak zorunda bıraktığının altını çizmiştir. Bir başka açıdan İslamın mücerret doğrularına karşı hassasiyet göstermeyen günümüz müslümanlarının, konuşmaya gelince kelimelerden dağlar kurduğu fakat icraate gelindiğinde ortadan kaybolduğu ikircikli ruh haline değinmiştir. İkinci bölüm Sağlıklı düşünmeye Doğru başlığıya yedi denemeden oluşmakta. Bu bölümde dikkatleri üzerine çeken çok önemli iki noktaya değineceğiz. Birincisi inanmanın diyalektiği nedir? İkincisi Çağın gözüyle islam'a mı bakmalı, İslamın gözüyle çağa mı? Rasim Özdenörene göre ilk sorunun cevabı; inanmanın diyalektiği: Allah'ın isteğinin onun istediği şekilde salt onun rızasına uygun yapılmasıdır. Dinin buyruklarına ve yasaklarına , ancak ve yanlız dinin buyruğu ve yasağı olduğu için uyulmasıdır. Bir müslüman için domuz eti yememenin tek sebebi bu husustaki Allah'ın emrini yerine getirmektir.Başka bir şey için değil . Fakat dinin hükümleri içindeki hikmetleri araştırmak da ayrı bir fazilettir. İkinci mevzu Müslüman çağın gözüyle İslam'a bakmaz, İslamın gözüyle çağa bakar. Müslüman kendisini değerlendirmeye tabi tutmak isteyen kıstası müslümanca olup olmadığına göre değerlendirir. Eğer kullanılan kıstas müslümanca değilse, bu kıstas islamı ister ğöğe çıkarsın ister yerin dibine geçirmeye çabalasın bir değer ifade etmez. Bizler için aslolan, bu kıstaslar hakkında islamın ne dediğidir. Üçüncü bölüm Müslümanın nitelikleri başlığıyla on beş denemenin bir araya getirilmesiyle oluşmuş. Bu bölümde sırasıyla şu konulara değinilmiş, 1) Kuram eylem bütünlüğü: Rasim özdenören, batı düşüncesinde kuramın eyleme dönüşmesinin vazgeçilmez bir yer tutmadığı ama islami bakış açısında var olan kuramların pratik hayatta bir karşılığının olduğunu dolayısıyla müslüman için İslam'ın varlığı zihin dünyasının yanı sıra pratikte ne kadar olduğuyla alakalıdır. 2) Yaklaşımlardaki mizaç faktörü: İslam her çeşit mizaca hitap edebilecek niteliktedir.Fakat bir tek mızacın tekeline bırakılmaya müsait değildir. İnsanlar İslamı kendi mizaç özelliklerine indirgemeye yatkındır,fakat İslamı bu algıya indirgemek yanlış olur.3) Nihai hedef Allah rızası: Müslüman bir takım maddi beklentiler ve umutlar sonucu müslüman olmamalı veya İslam günümüz problemlerinin çözümüne bir alternatif olarak görülmemeli. 4) Bağlanmada yöntem: Müslümanın dine bağlılığı, belli bir fikre nazari bağlılık türünden bir bağlılık değildir.Bu bağlılık çarpıcı bir biçimde onun, dinin hükümlerine göre amel etme yaşantısında görülür.5) Kötü bir dünyada iyi bir müslüman: Kötülüğün her çağda kaçınılmaz olduğunu söyleyen Rasim Özdenören bu konuda Müslümanın takınması gereken tavrı şöyle özetlemiştir; müslüman içinde yaşadığı toplumun kötülüklerini, problemlerini sineye çekmemeli aksine müdahale edip sağlıklı bir toplum için toplumda aktif bir rol üstlenmeli.6-) Hayal değil Hayat: İslamı kavramak derken, belki herşeyden önce onun bir zihin fantezisi değil, yaşanabilir bir hayat tarzı olduğunu anlamalı bir müslüman. islamı yaşama çabasının bulunmadığı bir yerde ona layık olunmayacağının altı çizilmiştir, diyelim ve devamını okuyucularımıza bırakalım. Dördüncü bölümde İslamın Özgünlüğü başlığı altında on iki deneme derlenmiş. Bu bölümün ana düşüncesini "İslam Başlı başına bir medeniyettir" şeklinde belirleyebiliriz. İslam her zaman orta çizgide durmuş ne çok aşırıya giderek tebasını zorlamış ne de işi gevşek bırakarak toplumsal, sosyal yozlaşmalara sebebiyet vermiştir. Rasim Özdenören bu bölümde İslamın ; kültür, felsefe, bilim,mistik yaşantı , riyazet, ruhçuluk ve maddecilik,gelenekçilik, akılcılık ve insan gibi konularla ilişkilerini , bu konulardaki genel görüşlerinden bahsederek kitabı bitirmiştir. İslamı yaşadığmızı zannederken aslında İslamdan çok bağımsız bir durumun içinde bulabiliyoruz bazen kendimizi. Bazen de öyle hadiselerle karşılaşıyoruz ki Müslüman, İslamda olmayan kurum, kuruluş ve durumları öyle bir benimsemiş ki hemen onun İslamisini üretmeye çalışıyor, veya onun İslamda zaten var olduğunu ispat etmeye girişiyor. İşte bu problemlerin temel sebebi İslamı batılı bir zihniyetle yaşamaya çalışıyor oluşumuzdur. Batının normal kabul ettiği ama İslamın şiddetle reddettiği bir çok konu olabilir. İslam batıya uymak zorunda değil, batının kuramları da değiştirilemez tek doğrular olmadığına göre, Müslümanın yaşadığı dinin hassasiyetlerine göre tavır takınması gerekir. Müslümanca düşünmenin nasıl olması gerektiği konusunda önemli yaklaşımlar içeren bu kitab bence İslamı Öğrenme Çabası taşıyan herkesin okuması gereken ilk kitap olmalıdır. Keyifli okumalar dilerim. Esma Nur Anğay
Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
Müslümanca Düşünme Üzerine DenemelerRasim Özdenören · İz Yayınları · 20208,6bin okunma
·
171 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.