Kitabı ilk olarak lisede okumuştum ve geçenlerde kitaplığımı düzenlerken bu sefer elime kalemimi alıp altını çize çize bir defa daha okudum.
Eserimizin baş kahramanının ismi verilmemiş ve olaylar onun ağzından anlatılarak aktarılmış. Daha doğrusu olaylar deyip geçmek haksızlık olur. Onun hastalıkla mücadelesi, hastane koridorlarının ve hastaların psikolojisi ve de bacağını kaybetmek üzere olan hasta bir gencin aşkı...
Kitabın dili ise oldukça akıcı fakat yazıldığı dönem itibariyle bilemediğiniz kelimelere rastlamaya hazır olun. Yine de gözünüz korkmasın çünkü anlatım o kadar güzel ki çoğu kelimenin anlamını gidişattan tahmin edebilirsiniz.
Gerek bireyin iç dünyasını anlatması ve psikolojik tahlilleriyle gerekse de o güzel betimlemeleriyle kendinizi hastane koridorlarında hissedebilir ve ve başkahramanımıza empati kurabilirsiniz.
Okuduğunuza asla pişmanlık duymayacağınız güzel bir Türk edebiyatı eseri...