Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

‘’ Bilinmelidir ki İranlılara ait bütün sözler, aceme ait bütün manalar, uzun uzun düşünme, fikir yürütme, araştırmak için inzivaya çekilme, danışma, yardımlaşma, kitapları inceleme, sonrakinin öncekini dinlemesi, en son gelenin de bir öncekinin bilgisine bir şeyler katması yoluyla oluşur. Bu şekilde nihayetinde söz konusu düşüncenin meyveleri sonuncuların elinde toplanır. Araplarda ise her şey irticali (önceden hazırlıksız) ve anlık sezgilerle olup adeta ilham gibidir. Sıkıntı çekmek, mücadele etmek söz konusu değildir. Düşüncenin netleştirilmesi ve bu konuda başkasının yardımını istemek gibi alışkanlıkları yoktur. Arap konuşurken, karşısındakiyle vezinli bir şekilde atışırken, bir kuyunun başında su çekerken, devesinin sırtında salına salına giderken, kavga ederken veya karşısındakiyle konuşurken, güreşirken ya da savaşırken yalnızca hayal gücünü kullanmaya çabalar. Onun kaygısı yoldaki topluluğa ve yanına gittiği başkana yönelir ve sözler ağzından ardı ardına dökülüverir. O bu sözleri kendi için kaydetmediği gibi çocuklarından biri de bu sözlere dokunamaz... Araplar, başkalarının ilimlerini ezberleyen, kendilerinden öncekilerin sözlerini rehber edinen bir topluluk değildir. Onlar, kalplerinin ısındığı, yüreklerinin tatmin bulduğu akıllarının yattığı şeyler dışında hiçbir şeyi ezberlememişler, ezberledikleri de kendilerini hiçbir zahmete ve hedefli çalışmaya koymamışlar, özel olarak dikkatle bir şeyin peşine düşmemişlerdir.
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.