Araplar- ve Hintliler- daha ziyade ‘eşyanın ayırıcı özelliklerini belirlemeye, mahiyetlere ve hakikatlere göre hüküm vermeye ve ruhani meseleleri kullanmaya meyillidirler.’ Acemler (Romalılar ve Farisiler) ise daha çok ‘eşyanın tabiatlarını belirlemeye, nitelik ve nicelik yargılarıyla hüküm vermeye ve cismani şeyleri kullanmaya yatkındırlar.’’ Şehristâni aynı kitabın başka bir yerinde aynı yargıyı vurgulamakta ‘fıtrat’ ve ‘tab’ı (yaratılış karakteri) ‘ruhani meseleler’ ; kazanma (:iktisab) ve çalışmayı (:cehd) ise ‘cismani meseleler’ yerine kullanmaktadır.’’