Necip Fazıl'ın tüm şiirlerinin yer aldığı bu kitabı okurken çok zevk alarak okuduğumu belirtmek istiyorum başta açıkçası.
Necip Fazıl islama daha yönelmediği dönemlerde kumar, kadın (beşeri) aşk konularını çok fazla işlemiştir eserlerinde. Hatta ilk şiirlerinde kadın aşkı çok vardır.
Sonralarında ise artık islama yönelmiş ölüm, Allah ve peygamber sevgisi gibi konular işlemiştir.
Gerçekten aşkın, sevginin fani bedenlere ait olmadığını, gerçek aşkın ancak ve ancak Allah ve Resulüne ait olduğunu bana bu eserinde Necip Fazıl hatırlattı.
Bu kitabı okurken her kelimenin üstünde kafa yorarak ve ne anlatmak istediğini düşünerek okudum çünkü her şiiri çok güzel ve çok derin mânâlara sahip. Sizin de öyle yapmanızı tavsiye ederim.
Size Necip Fazıl'ın yazarlığa nasıl başladığını kısaca anlatmak istiyorum:
Necip Fazıl on iki yaşındaydı ve annesi hastaydı.Necip Fazıl annesini ziyarete hastaneye gitmişti. Yatağının üstünde küçük ve eski bir defter vardı. O defter hemen bitişiğinde yatan veremli genç kızın şiirlerinin yer aldığı bir defterdi.
Annesi Necip Fazıl'ın gözlerini tarayarak,
-Senin dedi; yazar olmanı ne çok isterdim!
Annesinin bu dileği onun içinde beslediği ve on iki yaşına kadar farkında olmadığı bir şeymiş gibi göründü.
Ve hastane odasının penceresinden, savrulan kar ve rüzgâra karşı içinden bir karar aldı:
-Şair olacağım!
Ve oldu...
İşte Üstad'ın hikayesi böyle başladı.
KEYİFLİ OKUMALAR:)