Birçok yazısında din, toplum, ahlâk ve sanat konularındaki görüşlerini açıklamış, Rus Ortodoks Kilisesinin bağnazlığını eleştirmiş, köylülerin yoksulluk ve eğitimsizliğine çözümler aramıştır. Tolstoy’un 1855-1863 yılları arasında yazdığı ‘halk için öyküler’ arasında yer alan Polikuşka da, onun daha çok maddeci toplumun doğal insan üstündeki etkilerini konu edinen yapıtlarındandır. Genç Tolstoy’un, köylü yaşamı üstüne parlak bir öyküsüdür Polikuşka; ama en küçük bir romantizm içermez yazarın yaklaşımı; tam tersine, Çehov’un bu konudaki bazı öykülerinde rastlanan katı bir gerçekçilikle kaleme alınmıştır.
Toplumsal değerlendirmelerin bazılarının nerede olursanız olun aynı olduğunu görüyoruz, anlıyoruz. Din, dil, ırk fark etmeksizin adın çıkmışsa dokuza inmez sekize deyimi Rusya'da da geçerli . Güzel hikayeydi.