Gönderi

Pythagorasçılar elbette matematik biliminde önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Ancak yukarıdaki alıntının sezdirmeye çalıştığı ve umarım şimdiden yeterince belli olduğu gibi, Pythagorasçıların matematik karşısındaki tutumu günümüz matematikçisinin tutumundan bütünüyle farklıydı. Onlar için sayılar hep gizemli bir anlama ve bağımsız bir gerçekliğe sahipti. Fenomenleri açıkladıklarını ileri sürseler de Pythagorasçılar için fenomenler ikincildi, çünkü fenomenlerin bütün anlamı sayıyı nasıl yansıttıklarıydı. Bütün evrenin yapısını yöneten Tanrısal ilkeden, armoni'den sayı sorumluydu. Sayılar yalnızca fiziksel dünyayı açıklamakla kalmayıp ahlaksal nitelikleri ve başka soyutlamaları da simgeliyor ya da temsil ediyordu (aslında Pythagorasçılar sayıların bizzat bunlar "olduğunu" söylüyordu). Adalet özü itibarıyla bir karşılıklılık olduğu ve karşılıklılık da ancak bir kare say1da vücut bulduğu için adaletin dört ve evliliğin beş "olduğunu"1 18 bildiren Pythagorasçılar ayakları yere basan matematikçiler değillerdi; dolayısıyla Aristoteles'in şu yakınması nedensiz değildir (Metafizik, 986a3): "Bir yanda sayı ile armoni arasında, öte yanda evrenin değişimleri ve bölümleri ile bütün doğa düzeni arasında buldukları benzerlikleri topladılar ve kullandılar; bir yerde bir gedik ortaya çıkınca da sistemlerini tutarlı hale getirmekte direttiler." Aristoteles ayrıca Pythagorasçıların toplamda kutsal on sayısına ulaşmak için var olmayan bir gezegen icat ettiklerinden yakınır. Aynı biçimde Aristoteles Gökyüzü Üzerine'de şöyle yazar (293a25): Pythagorasçılar "fenomenleri açıklayacak neden ve gerekçeler bulmak yerine fenomenleri kendi argümanlarına ve görüşlerine uydurmaya çalıştıkları için" karşıt yeryüzü dedikleri bir şey icat ettiler. Pythagorasçıların bilime karşı sergiledikleri bu yaklaşım felsefelerinin biraz önce incelediğimiz yönünün doğal sonucundan başka bir şey değildir.
Sayfa 223Kitabı okudu
·
156 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.