Dut Ağacının Altında oturmak nasılsa aynen öyleydi. Kitabı okurken en yoğun hissedilen duygu "sakinlik". Yazarın bizi bıraktığı zamansız bir mekanda takılıyormuş hissi bir de. Bir mekanda bıraktı demişsem de; düşünceler içerisinde bizi gezindirmeyi ihmal etmeyen yazara teşekkürü borç bilirim. Kâh kelebekle konuştuk kâh kuşları izledik kâh kar yağışını dinledik. Efendim, kar sessiz mi yağar? Ama dinlemesi bu yüzden güzel değil mi? :)
Ben bu kitabın hissettirdiklerini sevdim.
"Ne kadar hızlı ilerliyorum yahu." deyip önceki sayfalara dönüp tadını bir kez daha çıkardım. Sürekli olayların içinde yüzmemiz, boğuşmamız gereken kitapların arasına ne de yakışan bir kitap olmuş. Tam bu zamanlar okumalık. Kendi bağlamında düşününce bu tarz kitap sayısı az, o yüzden sana puanım 9! Kitabı yazarla doğrudan irtibata geçip alınca biraz daha somutluk kazanıyormuş. 2 puan ordan ama havadan değil neticede. :)