Öncelikle belirtmeliyim bu kitabı çocuk büyük herkes okuyabilir. Savaş ve dört küçük kız... Yan yana gelmemesi gereken bir ikili değil mi? Savaş ortamında kalan küçük kızlar ne yapar nasıl yaşarlar? Bunu bir düşünün...Eğer çocuklarımızıın geleceğini düşünüyorsak hepimiz savaş karşıtı bireyler olmalıyız. Unutmayın tek bir insan savaş da çıkarabilir, barışa da vesile olabilir. Savaşı istemiyorsan önce kendinden başla savaş karşıtı bir adım at...Bu noktada dilerseniz kitabımıza geçelim. “Küçük Kadınlar” romanındaki olaylar, Amerika İç Savaşı sırasında geçiyor. Kitap yaşamak için umutlarını yitirmeden ayakta kalmaya çalışan dört kız kardeşi anlatıyor. Meg, Beth, Amy ve Jo yoksuldurlar ve bir banliyöde yaşarlar. Küçük kızların babaları savaşa gidince anneleri onlara bakar. Bu dört kız kardeşin karakterleri ve ruh yapıları birbirinden oldukça farklıdır. En büyükleri olan Meg güzeldir ve zengin olmak ister. Ortancı kız Amy, resme meraklıdır resim yapar. İkinci ortancı kız olan Jo ise kız olmaktan memnun değildir ve erkek olmak ister. Erkek gibi hareket eder. Ayrıca Jo bir kitap kurdudur ve sürekli hikayeler yazar. En küçük kardeş Meg ise bünyesi zayıftır, hastadır ve ilaçlarla ayakta durur. Kız kardeşler bir taraftan yoksullukla mücadele ederken diğer taraftan da muhtaç insanlara yardım ederler. Banliyöde hayat zordur ve birçok şeyden mahrum kalırlar. Yemeleri içmeleri, giyinmeleri, eğitimleri hepsi kısıtlıdır ve küçük kızlar buna üzülür. Kız kardeşlerin arasında en güçlüleri Jo' dur. Jo evin çatı katındaki odasında kitaplar okur hikayeler yazar. Kardeşlerinin zaafları onda yoktur ve kendi çabasıyla ayakta kalmak ister. Büyüyünce evlenmek gibi bir niyeti de yoktur. Yazarak kendini var etmeye çalışır. Daha sonra küçük kardeş Beth hastalıktan ölür. Tabi hepsi üzülür yas tutarlar. Anneleri bayan March ise sevgisi ve ilgisi ile kızlarını bir arada tutmaya çalışır. Savaşın acımasızlığıyla mücadele eden kız kardeşler bir taraftan da hayallerini gerçekleştirmeye çalışırlar. Ve kitabın sonunda Jo evlenir ve Beth ölür...Ben kitabı okurken kız kardeşlerin ruh dünyalarını içimde yaşayıp hissettim. Kâh sevindim kâh üzüldüm... Kitabın dili, anlatımı çok akıcı ve sade, dialoglar da sade verilmiş. Güçlü olmak kalpte başlar... Kalbimiz güçlü ise biz de güçlüyüz. Bu kitabı okuyun, dört küçük kızı unutamayacaksınız...İyi okumalar