Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

684 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
İBN-İ HALDUN, FELSEFE ve BİLİM KONULARINDA BİR İNCELEME
İbn-i Haldun’un Mukaddime’sini bir sahaftan yıllar önce almıştım. (MEB Yayınları III Cilt) Zaman zaman kitaba göz attıkça yazar ve kitabın sığlığı, bilimsel metotlara pek itibar edilmediği aşikâr olsa da, yazar ve kitabı tanımak için de olsa kitabın birinci cildini okudum. Mukaddime’den bir önce de Herodotos’un Tarih’ini okumuştum. Herodotos ve İbn-i Haldun her ikisi de aynı coğrafya ve aynı konuları yazmış olmalarına ve Herodotos ile İbn-i Haldun arasında 900 yıllık bir zaman dilimine rağmen, İbn-i Haldun’un Herodotos’un çok çok gerisinde olması çok düşündürücü ve üzücü. Mukaddime’yi okuyunca Müslümanlardan neden bilim insanı çıkmadığı, İslam coğrafyasının bin yıldır neden şifa bulmaz bir gerilik, cehalet, bağnazlık, kan, gözyaşı, zulüm çukurunda debelenip durduğu apaçık ortaya çıkıyor. Zira İbn-i Haldun kitabında İslam dışında bütün dinleri ve insanları “batıl” göstermekle kalmaz, Müslüman olana kadar onlarla savaşılmasını da şart koşar ve sık sık ayet, hadislerden deliler gösterir, “en doğrusunu Allah bilir” der. Oysa aklı başında herkes bilir ki, din, ayet, hadisten, menkıbelerden bilimsel delil olmaz. Çünkü hiçbir din, hiçbir ayet hadis bilimsel bir veri olmayıp, yalnızca iman ve inanç konusudur. “Doğrusunu Allah bilir” sözü ise, “doğrusunu ben bilmiyorum” sözünün, bir başka şekilde ifade edilmesidir ki, doğrusunu bilmiyorsan konuşmayacak, yazmayacak, araştırıp öğrenip öyle yazacaksın. Ayrıca İbn-i Haldun’un bir başka cehaleti de dünyayı Müslümanlık ve İslam inancından ibaretmiş gibi görmesidir. Bir yandan bir bilim insanı gibi yazarken diğer yandan da mezhepler, dini akideler hakkında ahkâm kesmesi, herkes için olmasa bile Müslümanlar dışında kalanlar için, onun bütün inandırıcılığını alır götürür. Zira İbn-i Haldun ve onun gibi düşünenler acaba: Olympos, Sümer, Mısır Tanrıları veya Hz İsa, Hz. Musa’nın sözlerini delil olarak gösteren bir bilim insanını inandırıcı bulurlar, ona itibar ederler miydi? Dolayısıyla da çok önemli tespitleri olmasına rağmen bunları dine, Tanrı'ya,, Kur-an'a, Hz. Muhammed'e dayandırmasından ötürü İbn-i Haldun'un görüşleri bilimsel veri olarak değerlendirlmemiştir. Örneğin "evrimi İbn-i Haldun keşfetti ama Müslüman olduğu için evrim teorisi ona değil, Darwin'e aitmiş gibi gösterildi" denilmesi cehaletten değilse maksatlıdır. Zira, bilim zaman ve zemine bağlı olmayan deliller ister, dinler/tanrılar ise zaman ve zemine göre sürekli değişir, güncellenir. Fakat İbn-i Haldun bu çok kıymetli araştırmalarını, karşı durma gücü olmayan dini baskılardan dolayı, yer yer komik kaçan din/tanrı vurgulamalarına girdi diye de düşünülebilir. Fakat bu konuda onu haksız da sayamayız. Çünkü ondan yaklaşık 500 yıl sonra Darwin, özgürlükler ülkesi diye bilinen İngiltere'de yaşadığı halde, ruhban sınıfının baskıları ve Engizisyon kararıyla yakılma korkularına bağlı mide spazmlarıyla geçirdiği 20 yıllık bir gecikmeyle evrim teorisini yayınlayabilmiştir. SONUÇ OLARAK: Dadaloğlu ulu bir halk ozanıdır ama 1865 yılı sürgününe kadar Sis/Kozan dışına çıkmamıştır. Sürgün onun bazı gerçekleri görmesini sağlamış olmalı ki şu dizeleri söyler. "Yedi iklim dört köşeyi dolandım Meğer dünya her tarafta bir imiş Ben dünyayı Al'Osman'ın sanırdım Meğer dünya yüz sultanlık yer imiş" Medeniyetlerin kökeni, gelişimi ve çöküşü, ortaçağ İslam devletleri, konargöçerlik, beslenme, Arap cehaleti ve vahşiliği konularında isabetli tespitlerinden ötürü Mukaddime 'mutlaka okunması gerekli kitaplar' sınıfındadır. Ve en güvenilir, en doğru çeviri olmasından dolayı da MEB Yayınları'ndan, 3 cilt olanıdır. Müslümanların da artık dünya, bilim ve insalık 1400 yıl önce gelmiş bir din ve peygamberden ibaretmiş gibi değerlendirmeleri bırakmaları, bu gaflet ve cehalet uykusundan uyanmaları dileklerimle iyi okumalar.
Mukaddime I
Mukaddime Iİbn-i Haldun · Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları · 199150 okunma
·
205 görüntüleme
Sibel okurunun profil resmi
Insan yaşamı üzerine çok farklı beklentilere sürükleyecek bir kitap olduğunu düşünmüştüm, incelemeniz zaten günlük yaşantımda karşı olduğum bir düşünceyi hazır bir tepside önüme koymuş gibi oldu. Sizin aracılığınız ile de olsa bu kitap hakkında bir öngörü oluşturdum. Elinize, emeğinize sağlık.
Halil Korkmaz okurunun profil resmi
Ben Mukaddime'nin mutlaka okunmasından yanayım. Şayet incelememden ötürü İbn-i Haldun'u bir üfürükçü gibi yazmış biri olarak düşünürseniz üzülürüm. Benim itirazım örneğin "evrimi İbn-i Haldun keşfetti ama Müslüman olduğu için evrim teorisi ona değil, Darwin'e aitmiş gibi gösterildi" denilmesinedir. Şayet İbn-i Haldun bu tespitini din-Tanrı'ya bağlamadan yapsaydı, kuşkusuz teori ona mal edilirdi. Ben İbn-i Haldun'un bu bilimsel araştırmalarını Allah'a bağlamasını, buna inandığından değil, dini baskılardan konkusundan dolayı, gereksiz din/iman vurgularına girdiğini düşünüyorum.
Sibel okurunun profil resmi
Tabi Spinoza' nın ateşin ve odunun bol olduğu bir dönemde yaşaması gibi İbn' i Haldun' unda benzeri bir baskıya maruz kaldığı öngörülebilir.
Halil Korkmaz okurunun profil resmi
Tabi ateş korkusundan mı yoksa öyle mi inanıyordu emin değilim ama örneğin "Coğrafya kaderdir - Kıtlıkta ölenler, açlıktan değil, bollukta çok yemeye alıştıklarından öldüler - Teknoloji, fen, medeniyet milletler ve devletler için yıkımdır, çöküntüdür, sonun başlangıcıdır" gibi olağanüstü tespitleri olan birisinin araştırma ve akıl ürünü olan bu bilimsel verileri Tanrı'ya bağlanmasına gönlüm razı değil doğrusu.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.