Herkese merhaba. "Göz İzi" kitabıyla ilgili bir kaç şey yazacağım. :)
Yazarımız Dücane Cündioğlu. Kendisi daha on sekiz yaşlarındayken seksenli yıllarda yani okumaya, yazmaya başlamış. On dokuz yaşında biri olarak şaşırdım açıkcası. Cesaretine de hevesine de imrendim. Araştırmış çabalamış kendini geliştirmiş birisi. Az buz konuşmalarını dinleyince anlaşılan şeyler bunlar.
Kitap, yazarla tanışma kitabım oldu. Çok memnun kaldım hatta biraz da hayran...
Tatlı, okuması zevkli, dipte köşede olmayan ama sanki çok kuytuda kalmış gibi hissedilen anlamları aratan, soruları soran daha doğrusu kim olduğumu soran bi kitap.
İçerisinde bir çok farklı başlık altında derlediği denemeleri var. Kitaba ismini veren kısım, Göz izi, genel konusu ise 'utanmak'. (Şöyle bi düşünün utanıyor musunuz bir şeylerden diye. Ben utangaç biri olduğumu düşünürdüm ama hata ediyormuşum.)
Yazar her bölümde bir çok kelimenin anlamından bahsetmiş. Konuşmalarında da dikkatimi çekti, kelime anlamlarına dikkat ediyor. Bu açıdan nevi şahsına münhasır birisi. Öyle her kelimeyi söylerken açıklamak, tarihsel süreçlerini anlatmak, bir kelimenin nereden geldiğini, nereye gittiğini, insanlarda oluşturduğu izlenimi vermek.. bu yaptıkları kendisine hayran bıraktı. Yaptığı bir konuşmada "Ben kavramların insanların davranışlarını etkilediğine inanıyorum." diyor. Sanırsam bu denli dikkat etmesinin anlamı burada.
Kitapta çok çeşitli kavramlardan bahsediyor. Bencillik diyor, kıskançlık diyor yazar yer yer. Bende okuyup, acaba diyorum, ben neredeyim..
Kendimi sorgulatan kitapları gönlüme daha yakın bulmuşumdur hep. Umarım sizde okur yazarla tanışırsınız. Sevdim, biğendim, nasipse ileride tekrar görüşürüz. Yazarı laf arasında, bak oku bence Türkiye'deki tek entelektüel, diyerek tanıtan cancağızıma da, inceleme için gaz veren sevilesi insanlara da teşekkür ederim. İyi ki varlar.
Eheh bu benim ilk incelemem, daha doğrusu inceleme nasıl yazılmaz başlıklı çalışmam. Yanlış, eksik bulduğunuz noktaları söylemeniz, özelden yorumdan fark etmez, çok tatlı olur.