Sevecendir Gece, 1925 yılında Fransa’nın güneyinde yaşayan, zengin ve eğlenceye düşkün, sosyal bir çiftin arkadaş ortamlarına Amerikalı bir kadın oyuncunun girmesiyle başlıyor ve bu oyuncu ile erkeğin arasında duygusal bir ilişkinin başlamasıyla devam ediyor. Romanın ilerleyen bölümlerinde ise önce geriye gidip çiftin geçmişini, en sonunda ise yaklaşık on iki sene sonra yaşananları okuyoruz. Fitzgerald’in en otobiyografik romanı olarak kabul ediliyor Sevecendir Gece, yazarın trajik hayatına kitabın iç kapağındaki kısa biyografisinden de olsa kısaca göz atmak kitabı daha etkileyici hale getiriyor. Bu ilişkilerin hikayesinin arka planında ise Birinci Dünya Savaşı sonrası toplumların durumunu, daha çok üst sosyoekonomik sınıflara odaklanarak anlatıyor, daha doğrusu eleştiriyor. Bir yandan kendi ayakları üzerinde duran kadının toplumda değişen sosyoekonomik statüsünü takdir ederken, diğer yandan para ve gücün daha da önem kazanması ve savaş sonrası adeta anarşik bir eğilimle artan eğlence düşkünlüğü ve ‘günü yaşa’ bakışıyla yaşanan ahlaki yozlaşmanın getirdiği yıkımı gözler önüne seriyor. Avrupa ülkelerinde artan milliyetçi eğilimi, sömürgelerin durumunu da atlamıyor ve Henry James’i de anımsatan şekilde -onunki kadar odaklanmasa da- Avrupa ülkeleri ve Amerika’yı gerek kültürel gerekse siyasi işleyiş bakımından kıyaslıyor. Benim romanı sevmemdeki en büyük etken, Fitzgerald’in kendi hayatının önemli olaylarıyla kişisel travmalarını, Birinci Dünya Savaşı gibi büyük bir travmanın ardından dünyanın ve toplumların durumuna eklemleyerek kurguya dökmekteki başarısı oldu. Romanda işlediği tüm kişisel hikayeleri aktardığı arka plana o kadar başarılı yerleştirmiş ki, karakterlerin hikayesi adeta aktardığı tarihi dönemin bir yansıması ya da metaforu haline gelmiş. Bunun yanında, roman her ne kadar mükemmel bir kurguya sahip olmasa da karakter analizleri ve yazarın psikolojik tespitleri de oldukça iyiydi. İlk bölümü okurken biraz ilgim dağılsa da, ikinci ve üçüncü bölümleri çok keyif alarak okudum. Öyle ki bitirdikten sonra aslında ilk bölümün de bende bıraktığı etki sandığımdan daha iyiydi. Kısacası sevdiğim bir modern klasik oldu Sevecendir Gece. İlgilisine tavsiye ederim. Fitzgerald seviyorsanız da John O’Hara’nın Samarra’da Randevu romanını muhakkak öneririm.

Sevecendir GeceF. Scott Fitzgerald · İletişim Yayıncılık · 2014207 okunma

·

1.709 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.