178 syf.
9/10 puan verdi
“Sonunda herkes gitti. Yalnız sen kaldın ey güzel gölgem.” diyen Şoro’nun hikayesine tanık oluyoruz 
Çatlamış Nar Yarası ’da. Hikaye dediysem öyle mutlu sonla biten hikayelerden bahsetmiyorum. Her ânı gözyaşı, her yeri savaş ve kan.
Eserde, tarih boyunca farklı inançlara sahip insanların; ölümün soğuk soluğunu her an nasıl hissettikleri, maruz kaldıkları insanlık dışı muameleler ve yaşanan acı gerçekler dile getiriyor.
Rıfat Mertoğlu İnancından dolayı çatlamış nar taneleri gibi yok olmaya mahkum edilmiş bir milletin acı gerçeğini, etkileyici betimlemeler ve akıcı bir dille kaleme almış.
Mayan’ın şahsında tüm kadınların yaşadıkları, acı bir hançer gibi bağrınızı deliyor. Köle pazarında satılmaları mı, tecavüze uğrayıp hamile kalmaları mı, çaresiz kaldıkları için intihar etmeleri mi veya her şeye rağmen direnip hayata tutunmaları mıdır ‘var olmak’ ya da ‘yok olmak’ denen şey?
Savaşın kirli yüzünü, insan ruhunda açtığı yaraları anlat bana Mayan!
Öldürülen babaları, köle düşmüş kadınları, duaya sarılan yaşlıları anlat Şoro!
Kulaklarınızı tıkamayın bu çığlıklara, yüzünüzü ve sırtınızı dönmeyin bu acılara.
Her nefeste şunu söyleyin; “Öldürmeyi değil oğlum, yaşatmayı öğren” (S:25)
‘Çatlamış nar yara’sında önce tende açılan yara gibi küçük bir çatlak oluşur, zamanla bu çatlak büyümeye başlar. Açılan yerden nar taneleri dökülür, toprağa saçılan taneler çürür, yok olur. Sonra oluşan yaradan içeriye kurtçuklar, sinekler dolar, kuşlar gelip konar, kalan sağlam taneleri de onlar yok eder.
‘Bizim yaramız da çatlamış nar yarasına benzer Şoro!’
Okuyun, okutun.
Kitapla ve sevgiyle kalın
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.