İstikrarın, düzenin ve mutlak mutluluğun güzelliklerine kapılırken, diğer taraftan fiziksel özelliklerinizden, ne iş yapacağınıza ve toplumun hangi katmanında yer alacağınıza kadar hakkınızda doğmadan verilmiş hükümler şehri. Dogmaların daha bebekken bilinçaltına aktarıldığı ses kayıtları, korkunun, acının ve düşüncelerin izlerini yok etmek adına beynin uyutulduğu somalar. Görünürde herkesin mutlu olduğu ve işlerin yolunda gittiği modern kölelik sistemi (!). Vahşi yaşamdan gelen ve adına “vahşi” denilen John bu dünyanın varlığını masallarda dinlemiş ve cennetin bir tasviri olduğunu düşünmüştür. Ancak bu uygar (!) topluma adım attığında özgürlüğün kölelik demek olduğunu fark eder ve yalnız kalarak tanrıyı düşünmek ister. Cesur yeni dünyada tanrı Ford* ve hedonizm vardır. Herkes herkes içindir. Bireysellik ve yalnızlık yasaktır. Eski ahitler ve romanlar yasaktır. Öte yandan vahşinin sevdiği biri olduğu halde bundan utanması ve duyduğu hazlar adına kötü biri olduğunu düşünmesi ile kendini kırbaçlayarak af dilenmesi, herşeyden ve herkesten soyutlanarak acı çekmeye dayalı bir yaşam sürmesi de bir o kadar akıl dışıdır. Yani kitapta bir o tarafa bir diğer tarafa eğilim göstersek de sonunda tam bir kabus olduğunu görüyoruz. Aldous Huxley daha sonraları 3. bir seçeneğin olması gerektiğini söylese de kitabı ilk yazıldığı haliyle bırakmıştır. Ve bu konumuyla geleceğin tam bir distopyasıdır. *Tanrı Ford olgusu Henry Ford’un seri üretim bandını yapması adına ithafen verilmiştir. Kitapta olaylar F.S (Forddan sonra) 632 yılında Batı Avrupa’da geçer.

Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,1bin okunma

·

78 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.