Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Birincisi, aşk ve fedakârlık hamleleri hâlinde kendi kendini aşar ve ebedîlik değerlerine sarılır. Sevgili aşkından, aile aşkından, meslek aşkından, millet aşkından, insanlık aşkından Allah aşkına kadar gider (Esasen böyle bir transcendence ( Aşkınlık, yücelik) olmadan varlığın mümkün olmadığı Simeranya metafiziğinin esasını vücuda getirir). İnsan fanilik sıkıntısından böyle kurtulur ve varlığının en dolgun hâlini yaşar. Her insan bu “birinci” türlü ân ve dereceleriyle, pek az veya pek çok şuurlu olarak vardır. Bütün sosyal ve kutsal değerler oradadır; birinci Meral de ordadır. İkincisi, tabiate, uzviyete, biyolojik hayata ve içgüdülere bağlıdır ve fâni değerlere sarılır. Zamanımızda para ve lüks hırsı, kazanç ve keyif ahlakı çok defa birinci benliğimizi baskı altında tutan “ikinci”cimizin davranışlarından doğmuştur. Bütün kaba iştah ve şehvet, kibir ve gösteriş değerleri ordadır; ikinci Meral de ordadır. Zamanımızda bu ikincinin birinciye baskın çıkışı bir tesadüf değildir, uzun bir tarih gelişinin neticesidir. Eski zamandan bugüne kadar, insan sezgisi ve düşüncesi, kabaca üç’e bölünen çağlar boyunca, Allah ile tabiat arasında sallanmaktan kurtulamamıştır. Âdeta her çağa devrelerine, hâkim düşüncesinin karakterini veren tercih, bu saltanatın ucudur. Eski Mısır’da ilim Allah’ ın emirlerinden ibarettir ve rahiplerin elinde idi. Geldanîlerde ve İran’da da, aynı hâl. Mukaddes kitapların dışında ilim yoktu. Hindistan’da Veda’lar her şeyi tabiat üstü ve bir bakıma ilahi kuvvetlerle izah eden metinlerdi. Çin’de Konfüçyüs bir felsefeden ziyade din kurucusuydu. Sallantının öteki ucu, eski Grek felsefesinin birinci devresinde, Thales’ten başlıyarak Sokrates’e kadar süren iki asır içinde, tabiatı ve her şeyin başlangıcını araştırmaya gider. Bu, Allah’ tan tabiata doğru ilk rakkas (sarkaç) haraketidir. İnsanı anlamadan evvel tabiatı anlamanın imkânsız olduğunu düşünen Sokrates’ten sonra açılan ikinci devir, sallantının tekrar öteki uca doğru, fakat yeni anlayışlarla zenginleştirerek dönüşür. Dört asır süren bu devreden sonra, insan zekâsının İskenderiye okulunda, tabiattan yeni Eflatuncu bir mistik düşünceye tekrar döndüğü görülür.
Sayfa 176Kitabı okudu
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.