Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ben ana rahminden Rahmi (İlk öyküm)
Güneş bugün de doğmadı. Koyu karanlık bir yalnızlıkla başbaşayım. Kimbilir ne zamandır burdayım... Peki burası neresi? Hiçbir fikrim yok. Tenimde hafif bir ıslaklık hissediyorum; yağmur çiseler de nemlenir ya elin, yüzün... Ama ıslandım da diyemezsin. Karanlık neyse de şu halatımsı şey beni çok ürkütüyor. O şeyle beni bir yere bağlamış olmalılar. Sanırım bir yere kaçmayayım diye. Nereye kaçabilirim ki? Dışarısı hakkında en ufak bir öngörüm dahi yokken... 'Dışarı' kelimesini de ilk defa bir cümle içinde kullandım zaten. Bu bile benim için büyük bir mutluluk. ****** Kendimi takdim etmeyi unuttum. Adım Rahmi. Şu günlerde en çok hissettiğim duygu açlık. Survivor'da gibiyim, mütemadiyen acıkıyorum. Daha tuhaf olansa, ağzımdan herhangi bir besin içeri girmese de bir müddet sonra, kendimi şenlik sofrasında sıkı bir şekilde doymuş kadar tok hissediyorum. Çok sonradan öğreneceğim, bunu bana sağlayanın 'plasenta' adı verilen bir mağaza olduğunu. Canım sponsorum benim. Yeni farkettim, kendimi eksik tanıtmışım. Cahilliğime ve ceninliğime verin. Ben ana rahminden, Rahmi. Muhtemelen dışarı çıktığımda başka bir isim okuyacaklar kulağıma. İsimler neden var, onu da yine çıkınca öğreneceğim. Ama aynı isimde birçok insan canlısına rastgeldiğimde bunları kardeş sanacak olmamı, gülmeyin diye size söylemeyeceğim. ****** Ağladığıma bakmayın. Aslında hayatımın en mutlu günü, bugün. Hayatımın, demişken abartmış olabilirim; çünkü şu kucağında beni tutan bıyıklı adama "bir oğlunuz oldu", dediler. Ama ben onlara "ben zaten olmuştum, siz yeni tanıyorsunuz", diyemedim. Belki de dedim de anlamadılar. Hala ağlıyorum çünkü popoma kocaman bir tokat yedim. Bunun tıbbi bir şey olduğunu, artık pek kullanılmadığını hemen öğrendim. Ancak, küçüklerin 'yaramazlık' denen şeyi yaptıklarında da tokat yiyebileceğini çok sonraları öğrenecektim. Yaramazlık, diye tanımladıkları şeyin hiç de öyle yaramayan, rahatsız edici bir eylem olduğunu söyleyemeyeceğim kusura bakmayın. Televizyon kumandasını o küçücük ellerime alıp sağa sola fırlatmamın nesi yaramazlık, siz söyleyin sayın büyük insanlar. Asıl insana yaramayan şey, o kumandayla başka hiçbir işiniz yokmuş gibi, düğmelere basıp kanal kanal gezmeniz değil mi? Hem de saatlerce... ****** Şu günlerde tuvalet ile ilgili sıkıntılarım var. Yiyip, içip, yatmanın keyfini sürerken her şey iyi ama işte mesele bunların boşaltımında çıkıyor. Hiç yapamasak olmaz mı, diyorum bazen. Yiyelim ancak içerde kakaya dönüşmesin her ne yiyorsak. Her neyse. Asıl beni düşündüren şu kadıncağız, sahibem. Annem. En eski tanıdığım o zaten bu karmaşık dünyaya dair. Herkesten önce farketti beni. Ve çok ilerde tekrar tekrar hatırlamaktan huzur duyacağım ki, her durumda yine herkesten önce ilk o farkedecek beni... "Of! Çok pis kokutmuşsun oğlum ya", gibisinden el hareketlerine şöyle cevap vermek istedim hep; "neden siz büyükler gibi ben de klozeti kullanmıyorum?" Şu günlerin hemen geçmesini diliyorum. Umumi bir tuvalete ihtiyacım var. Kakamı kamuya açan sistemi kınıyorum! ****** Siz büyük insanlara bir anımdan bahsetmek isterim. Gerçi henüz yaşamadım. O yüzden anı da sayılmaz mantıken. Küçüğüm ya, saçmalıyorum işte. Ama siz de büyük olduğunuz için beni dinlemeye, anlamasanız bile mecbursunuz. Bazı mecburiyetleriniz bana büyük keyif veriyor doğrusu. Benim gibi kel biri vardı, ama o büyük bir insandı. Neden kafası benimki gibiydi? Bunu düşündüm ama, "sanırım hep çocuk kalmak istemiş" diye bir varsayım geliştirmekten öteye gidemedim. İşte bu kel büyüğüm, ailecek parka gittiğimizde benim eğleneceğimi düşünmüş olacak ki kollarımdan tutup beni parkta bulunan havuza sarkıtmıştı. Ayaklarım yerden kesilmiş, korkmuştum. Öyle korkmuştum ki, büyük bir insan olduğumda balkonumuzdan aşağı bile bakamayacaktım. Sanki birisi arkamdan gelip beni aşağı atacakmış gibi hissedecektim. 'Yükseklik korkusu' diyorlarmış buna. Öğrenecektim. ****** Uyumayı sevmiyorum. Büyük bir insan olduğumda tekrar gözden geçireceğim bu hoşlanmadığım durumu. Ama şuan, gözlerimin kapalı olması, beni tekrar ana rahmine postalayacaklarmış hissini oluşturuyor. Yine de uykudan önceki hayal kurma seanslarım çok eğlenceli. Yüksekten korkuyor olmama rağmen hep kuş oluyorum. Kanatlarım bile var; masmavi... Ben Rahmi. Hareket kabiliyetim sınırlı olsa da hayal dünyam sonsuz. Büyük insanlarda ise tam tersi. Hareket alanı ve kabiliyeti sınırsız. Ama onların da hayalleri yok. Tam da burada bir yanlışlık var işte. Ama bu yanlışlığı 'ihtiyarlık' denilen son evrede farkedeceğiz. Ne acı... Ne hareket kabiliyetimiz kalacak ne de hayal kurmaya yarayan aklımız. ***** Konuştuklarımı hala anlamıyorlar. Onlar kadar büyük insan değilim henüz, ama 'abi oldun' cümlesine talip olacak kadar yaş aldım. Bunu, televizyon kumandasını sağa sola fırlatmamamdan, hatta tuşlara basıp TRT Çocuk kanalını açabiliyor olmamdan anlamalısınız. Konuştuklarımı duyamıyorlar. Ben de onların konuştuklarını duyuyorum diyemem. 'İşaret dili' diye bir şey geliştirmiş konunun uzmanları. Alfabesi bile var. Kendimi bu yüzden özel hissediyorum. Ama çoğunlukla, özellikle herkesin ağzının kıpırdadığı, 'ses' denen titreşimleri sadece duyabilenlerin algılayabildiği ortamlarda kendimi yalnız hissediyorum. Leoparların arasında kalmış zürafa gibi, boynumu sağa sola uzatıp duruyor, kıpırdayan ağızlara büyük bir merakla bakıyorum. Ama yok. Görüntü var, ses yok. ***** Nihayet minik zürafalar topluluğuna ben de dahil oldum. Kimse kimseyi duymuyor. Ama sürekli konuşuyoruz. Öyle güzel konuşuyoruz ki 'gürültü' denen çirkin kelimenin varlığını ne biz ne de bizle şefkatle ilgilenen büyük insan öğretmenimiz biliyor. Ben ana rahminden Rahmi. Beni başka bir isimle çağırıyor olmalarına ve çağırsalar bile onları duymuyor olmama rağmen, ben kendimi böyle tanımlıyorum. Ben Rahmi. Hepinizden farklıyım. Hepiniz benden farklısınız. Ve hatta, hepiniz birbirinizden çok farklısınız. Aynı zamanda ve aslında hepimiz aynıyız. Ana rahminden geldik ve gideceğimiz yer yine başka bir ana: Toprak...
Mehmet Sarıtaş
Mehmet Sarıtaş
··
5,2bin görüntüleme
Mehmet Sarıtaş okurunun profil resmi
İlk öyküm 🎈 Okuyup görüş bildirirseniz olumlu/olumsuz sevinirim.. - İşitme engelli bir kardeşim var, evli ve iki çocuklu. Onun gözünden hayata bakmaya çalıştım..
Mehmet Sarıtaş okurunun profil resmi
Günün anlamı için tekrar paylaşma gereği duydum.. #3aralık
Saliha Akyol okurunun profil resmi
Bir ebe olarak çok beğendim daha uzun ve betimlemeli yazabilirsiniz. Okurken yeğenlerime okuma isteği uyandı içimde. Tebrikler, başarılarınızın devamını dilerim 🙃
Mehmet Sarıtaş okurunun profil resmi
Nezaketiniz için teşekkürler ebe hanımcım 🌼 Tadımlık bir denemeydi, ilerde daha uzun versiyonunu yazmak istiyorum zaten. Yeğenlerinize kucak delisi sevgiler 🤗🤗
Banu SEZER okurunun profil resmi
👏👏👏
İrkaay okurunun profil resmi
Çok güzel ve anlamlı bir öykü olmuş . Kaleminize sağlık Mehmet Bey. Bu güzel öykünüzü bizimle de paylaştığınız için ayrıca teşekkür ederiz 😊
Mehmet Sarıtaş okurunun profil resmi
Çok naziksiniz teşekkürler, ilk denememde böyle bir teveccühle karşılaşmak gururumu okşadı ☺️ Eksik olmayın 🌼🌼
1 sonraki yanıtı göster
G] okurunun profil resmi
İnanılmaz güzeldi ekranda uzun yazılar okuyunca hep dikkatim dağılır ama bu yazınız bayağı aldı götürdü. Çok başarılı olmuş ellerinize gönlünüze sağlık.
Mehmet Sarıtaş okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim değerli yorumunuz için 🌼
Gülnaz okurunun profil resmi
Kaleminize ve yüreğinize sağlık. Gayet güzel bir yazı. Okurken farklı duyguları bir arada hissetmek ayrıca güzeldi.🌸
Mehmet Sarıtaş okurunun profil resmi
Eksik olmayın, vakit ayırıp okumanız bile değerli benim için. Teşekkürler ☺️🌼
Nevin okurunun profil resmi
İlk öykü olmasına rağmen başarılı. Farklı bakış açısı ve duygular katmışsınız bu merak uyandırıyor.
Mehmet Sarıtaş okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim, okuyup vakit ayırdığınız için de eksik olmayın 🙂🙃
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.