Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Charles Dickens “İki Şehrin Hikayesi” romanında Fransa ile dönemin İngiltere’sini karşılaştırır. Manş denizinin iki yakasında, saraylarda ve kulübelerde yaşayanların çetin bir sınıf mücadelesi vardır.  Londra’da kümelenmiş finans tekelleri, sermaye birikimini tarihsel olarak köle ticareti üzerinden sağladı. Adına “üç köşeli ticaret” denen bir transfer sistemiydi bu. Özellikle Liverpool ve Bristol’dan çıkan gemiler Britanya-Afrika-Amerika hattında köle ticaretine başladılar. Milyonlarca Afrikalı, İngiliz ticaret şirketleri eliyle zincire vuruldu ve gemi taşımacılığı yoluyla Amerika’daki tarım plantasyonlarına satıldı. Bu vahşet 16’ncı yüzyıl sonlarından 19’ncu yüzyıl başlarına kadar devam etti. Taşınan kölelere karşılık, Britanya adasına mal, çeşitli ürünler ve devasa para girdisi sağlandı. Hindistan ve uzak Asya’nın sömürgeleştirilmesini de buna ekleyelim. Dolayısıyla ne kolonyalizm üzerine bina edilen şirket ve bankaların ne de o bankalardan çıkan paraların temiz olması mümkün. O paraların saklanan yüzünde zincire vurulmuş kölelerin, yok pahasına satılan köle emeğinin ve üzerinde güneş batmayan sömürgeciliğin tarihi yazılı. Bu kara tarih, sonrasında yeni sömürgeciliğin çeşitli biçimleriyle ve tekellerin yeni hegemonya stratejileriyle devam etti, ediyor.
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.