Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

538 syf.
8/10 puan verdi
Yorgun Savaşçı yıllardır bitmeyen tartışmaların odağındaki bir roman. Tabii sadece romanı değil, çekildiği halde sansür nedeniyle yakılan filmiyle de öyle. Halbuki bir kitabın yasaklanması, bir filmin yakılması… Bunlar totaliter eğilimlerdir. Doğru değil… Yorgun Savaşçı, bir neslin adıdır aslında. Çünkü bir nesil 1911 Trablusgrap, 1912-13 Balkan, 1914-18 Birinci Cihan ve nihayetinde 1919-22 arasındaki İstiklal Harbiyle birlikte o cepheden bu cepheye sürüklenmiştir. Bir ülke, aralıksız 11 sene harp etmiştir. Bunlar kolay şeyler değildir. İnsanları sadece bedenen değil, zihnen de yorar; bitirir. Çünkü kimin kahraman kimin hain, neyin doğru, neyin yanlış olduğu belirsizdir. Kemal Tahir, Yorgun Savaşçı’da ‘Cehennem Topçu’ Yüzbaşı Cemil karakterini oluşturmuştur. Zaten roman bir ‘ben’ romanıdır ve tamamen Cemil üzerinden yürür. Cemil, -eski- bir İttihatçı, yeni Kuvvacıdır. Olaylar 1919’un karlı bir şubat gününde İstanbul’da başlar. Cemil, pek çok emsali gibi Balkan Dağlarından, Hicaz çöllerine kadar pek çok cephede dövüşmüştür. İzmir’in işgaliyle birlikte Anadolu’ya geçmiş ve direnişçilere katılmıştır. Roman tarihi seyre ve kronolojiye uygun olarak ilerler; Atatürk de dahil pek çok tarihi şahsiyet romanda kendisine yer bulur. Nihayetinde Çerkes Ethem’in asi Anzavur’un birliklerini dağıttığı bölüme kadar gider. Roman bir bakıma yarım kalmış gibidir. Devamının gelmesi beklenebilir lakin Kemal Tahir, ömrünün kalan yıllarında başka romanlar yazmasına rağmen Yorgun Savaşçı’ya devam etmemiştir. O halde bitmiş sayabiliriz. Romanı tartışmaları hale getiren pek çok unsur var. Bunların bir kısmına katılıyor, bir kısmında ise yazarı haklı buluyorum. Özellikle Tarık Buğra’nın Küçük Ağa’sı da aynı dönemi anlatması ve meseleyi farklı yorumlaması bakımından okunmaya değerdir ve bence Yorgun Savaşçı’dan daha başarılıdır. Cemil karakteri tam bir İttihatçı’dır. Çelişkileriyle, iyi niyeti ama kaybedişleriyle, hayat tarzı ile… Roman hayli yüksek tempoda başlıyor; kendini okutuyor. Cemil’in karısı olacak olan Neriman karakteri ve o dönem İstanbul’u iyi işlenmiş. Romana dönük temel eleştiri Anadolu’yu yansıtışıdır. Buna göre Anadolu –tıpkı Yaban’daki gibi- coğrafi olarak kıraç, pis, yaşanmaz bir yer iken, Batı Anadolu halkı ağırlıklı olarak korkak, cahil, çıkarcı ve umursamazdır. Ölmekten bıkmışlardır. Rumlara tepki göstermezler hatta Yunan bayraklarını kendileri asarlar. Kim güçlüyse ondan yanadırlar. Esas dertleri mahsul zamanı savaşmak olmayıp, hasadın toplanabilmesidir. Din adamları ekseriyetle teslimiyetçi ve düşmanla işbirlikçidir. İttihatçıları gâvur olarak görürler; Milli Mücadeleye girmekte ayak direrler. Kuvvacı birlikler ise çeteci ve kıyıcıdırlar. Halkı bezdirmişlerdir. Şahsi fikrim elbette bunların kısmen haklılık payı olabilir lakin çok ağır ithamlardır. Eğer gerçekten böyle olsa idi Milli Mücadelenin başarılı olma şansı yoktu. Mümkün değildi. Sadece Akhisar halkının suçlandığı mevzular bile çok ağırdır; kaldı ki Bursa, Manisa… Edebi tarafına gelirsek, üç bölümden oluşan roman kendini okutabilen bir eser. Hacmine rağmen öyle…
Yorgun Savaşçı
Yorgun SavaşçıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20223,167 okunma
··
1.506 görüntüleme
Salih okurunun profil resmi
Akhisar'ın nüfusunun yarısı Rumdu o yıllar o yüzden direnişin pek olmadığı doğrudur. Ama hiç yokta diyemeyiz. Halitpaşa, Ragıpbey. Reşatbeyleri unutmamak lazım.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.