Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir çift kılıçtan birini yakaladığı günü anımsadı. Erkek balık yemi önce dişisine bırakır. Bu yüzden oltaya dişi balık takılıvermiş ve büyük bir korku, panik ve ümitsizlik içinde çırpınarak kısa sürede yorgun düşmüştü. Bütün bunlar olup biterken erkek bir dakika bile dişisinin yanından ayrılmamış; oltanın ipini dişlemeye çalışarak etrafında dönmüş durmuştu. Mübarek öyle sokuluyor, öyle akla gelmez işler yapıyordu ki yaşlı adam oltanın ipini koparmasından, kafasının ucundaki o kılıç gibi, tırpan gibi silahıyla kayığına bir şey yapmasından korkmuştu. Zıpkını saplayıp, testere uçlu uzun sopalarını vura vura balığı iyice sersemletmişler, sonra da güç bela kayığa almışlardı. Hayvanın başı, yediği darbelerden, bir aynanın arkası gibi kararmıştı. Fakat erkek kılıç uzun süre kayığın yanından ayrılmamıştı. Sonra yaşlı adam, oltanın karışan iplerini açıp nacağı hazırlarken erkek balık tam kayığın yanı başında, dişini görmek istiyormuş gibi yukarı doğru dikilmiş, eflatun renkli göğüs yüzgeçleri kanat gibi iki yanına gerilmiş olarak büyük bir gürültüyle yeniden sulara gömülmüştü.
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.