Liberalizm bireyi çevresinden tamamen soyutlanmış, dünyada tek başına var olan ve hayatını yalnız başına sürdüren bir varlık olarak almamaktadır.
Böyle bir varsayımın hem pratik bir anlamı olamaz, hem de bu tür bir birey anlayışından hareketle toplum hakkında hiçbir şey öğrenilemez. Birey elbetteki diğer bireylerle birlikte ve bireylerin oluşturduğu aile, toplum gibi birlikler içinde yaşamaktadır. Burada gerçek bireyciliğin vurgulamak istediği nokta şudur: Ontolojik bakımdan temel varlık bireydir. Bütün sosyal bütünler bireylerden müteşekkil dir. Bütünlerden söz edildiği vakit onların "varlığını" ancak ve ancak bireylerin eylemlerinde anlayabiliriz. Mises'in dediği gibi, bütünlerin hayatı onları oluşturan bireylerin eylemleriyle yaşanır. Hiç bir sosyal bütün gösterilemez ki, kendi başına hareket etsin, onun adına eylem ve işlemler bireylerce yerine getirilmesin.bir başka deyişle, bütünler gerçek anlamda değil, metaforik anlamda vardırlar.
Hayek'in sık sık vurguladığı üzere toplum, birlik vs. adını verdiğimiz şeyler fiili birer "varlık" değil, bireylerarası ilişkilerdir. Bu ilişkiler ağına verilen adlar olan sosyal bütünlerin varlığını, biz, bizim varlığımızdan ayrı objektif gerçekler olarak anlamayız, kafamızdaki zihni kategorilere uygun olarak bu bütünleri yeniden kurmak suretiyle onları bir anlamda hissederiz.