Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Depresyonla ilgili küçük felsefi bir araştırma...
Bu bir son, bir koza, dünya içinde bir başka dünya, kardeşlerine acımadan yuvadan iten gukuk kuşunu çağrıştıran düşünceler, aydınlıkta bile var olmaya devam eden gölge, onaylanma, hakîkat, sahilden denize uzanan simsiyah kumsal, her şeyin arasına sızmayı başaran küf, cızırtılar, yok olma, tüm renklerin hepsini yalnızca hatırası kalıncaya dek yutan grilik.. Depresyon, yasa benzer yastan kaynaklanıyor da olabilir. Korku ve üzüntüye de benzer. İnsan bir şey kaybettiğinde ya da kaybetmekten korktuğunda düşerken ya da düştüğünde neler olup bitiyorsa depresyon tüm bunlara verilen isimdir. Yine de tam budur diyemeyiz. Depresyon, gerçekliğin özgün bir biçimde yitirilmesidir. Bizi derinden etkileyen bir olaydan sonra dünyaya farklı bakarız. Aşık olduğumuzda bir dünyamız daha olur. Birisini kaybettiğimizde bir dünyamız daha eksilir ve kendimizi farklı hissederiz. Bir süre bize yabancılaşmış olsa da bu dünyanın içinde kalmayı sürdürürüz. Çünkü köklerimiz ordadır. Kendimizde kalırız. Depresyon tam bu noktada bize kendimizle dünyamız arasındaki bağlantıyı sorgulatır. Kendimizi bu dünyaya ait hissetmemekle kalmaz kendimizi ait hissedeceğimiz güvenli bir yerin var olup olmadığını da sorgularız. Depresyon, beynimize ve hayatımızın anlamına zarar verir. Günlerimizi çürütür. İlk depresyondan sonra ikincisinin gelme ihtimali yüksektir. İkincisinden sonra tekrarlama ihtimali ise daha da yüksektir. Ve depresyon bu şekilde katlanarak hayat döngümüze dahil olur...
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.