Daha önce ortaokul yıllarımda okumuştum bu kitabı ve ne kadar etkilendiğimi hala dünmüş gibi hatırlarım. Martin Eden’dan sonra Jack London’ın yazarlık serüveniyle ilgili birçok şey öğrendim. O yüzden bu kitabını da bunların bilinciyle tekrar okumak istemiştim. İtiraf ediyorum ki ilk okuduğum zamanki kadar etkilenemedim bu sefer. Ama bunun sebebi kitaptan kaynaklı değil. Neredeyse hiçbir olayı unutmamışım. O yüzden çok şaşıramadım. Yine de bir klasik olmayı hak eden ve ortalamanın üstünde bie kitaptı. Bu kitapta soğuk bir iklime sahip bir ülkede, vahşi hayatta doğan bir kurdun hayatını okuyoruz. Evet yanlış duymadınız, bir kurdun hayatı. Kitaplarda bir insanın hayatını , duygularını yansıtmak bile çok zorken, Jack London bir kurdun hayatını çok başarılı bir dille bizlere anlatıyor. Kurdun doğduğu andan itibaren vahşi hayatı deneyimlemesini, sonra bir kurt olarak insanlarla ilişkilerini ve yaşadığı hayat deneyimlerini okuyoruz. Bana göre kitabın en etkileyici yanı Beyaz Diş’in olaylar karşısında yaşadığı iç çatışmaları oldu. Bir yanda kendi iç güdüleri, bir yanda da uyum sağlaması gereken düzen. Tekrar belirtmek isterim ki yazarın dili o kadar başarılıydı ki, Beyaz Diş doğduğu andan itibaren biz de onunla birlikte bu vahşi dünyayı gerçekmiş gibi deneyimleyebiliyoruz. Favori klasiklerim arasında yeri değişmeyecek kitaplardan biri.

Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076,3bin okunma

·

45 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Beyza Bircan