Medyanın kültürel mantığı ve bu doğrultudaki medya gösterisi bakımından vurgulanması gereken hususların başında eğlence” gelir (Keliner, 2013, s. 25). Eğlence, uzun bir zaman kesitinde empati ve zaman paylaşımı esaslı, beceri ve yeteneklerin sergilendiği, dayanışma, yenilenme ve paylaşım biçimi şeklinde önemli bir sosyal unsur olarak betimlenmiştir. Ancak medya gösterisinin temelini oluşturan eğlence, popüler kültürün boş zaman pratiklerine egemen olduğu son yarım yüzyıllık kesitte insan gruplarını bir araya getiren ticarileştirilebilir girişimler, pazarlanabilir ürünler, şov ve izlence kökenli kurgular ya da mekâna bağlı deneyimler şeklinde tanımlanmakta ve bu yönüyle de tüketime yaslanmaktadır. Özellikle modernliğin çalışma hayatının ötesinde sosyal ilişkilerin de nasıl yürütülmesi gerektiğine dair tanımlama girişimlerinin bir sonucu olarak alternatif eğlence, bağımlılık ve tutku pratikleriyle bezenmiş bir boş Zaman etkinliği olarak ortaya çıkar (Tellan, 2016, s. 145-149). Bu et