Güneş'e yaklaşmak için görevine başlayan Güneşkuşu gemisi, güneşin bir patlamasının etki alanında kalarak hasar alır ve içindeki üç mürettebatıyla uzayda mahsur kalırlar. Houston'a ulaşamaya çalışan üç erkek astronot, frekanslarında bir kadın sesi duyarlar. Bu diğer uzay aracında sadece kadınlar görev yapmaktadır. Bu kadınlar dünyanın tamamen değiştiğini, artık Houston'ın olmadığını, dünyada birkaç yüzyıldan fazla zamanın geçtiğini söyler. Karşılarındaki bu ses doğruyu mu söylemektedir? Ya geride kalan hayatları artık bir tarihten ibaret ise?
Feminist ütopya olarak geçen kitap çok fazla ayrıntıya değinmese de çarpıcı sonu için bile mutlaka okunmalı. Yazarın
Uzaktan Kumandalı Kız kitabını çok sevmesem de, bu kitabını çok beğendim. Bu kitap kısa bir novella olmasından dolayı derin karakter analizlerine yer vermese de insana okurken keşke daha uzun olsaymış dedirtmekte..