Üstad diriliş neslinin amentüsünü tanımlarken kullandığı bir cümlede, "Bir orman sesidir neslimin amentüsü. Bir orkestra zenginliği ile yüklü, anlamca ve eylence" diyerek, bu amentünün bir iş, bir eser, tarih örme, hakikati söyleme kavgası ve en soyuttan en somut olana bir uzantı olduğunu da belirtmiş oluyor. Bu amentü, "İyiliği emretmek ve kötülüğü menetmek" yolunda ilerlemektir. Bu yol ise Allah'ın dünyadaki halifesi olan diriliş eri olmak ile başlamaktadır.
Üstad diyor ki:
"Diriliş pirlerinden gelip, diriliş pirleri doğurmaya gider bu yol" işte tam da bu bağlamda üstad diriliş piri olarak, yeni pirler var etmek adına bizi geceden ve sisten kurtarıp, yolu ve yönü göstermek için bu kitabı miras bırakmıştır. Bu amentü diriliş erlerine, geçmiş kökleri ile ilişki kurma ve geleceğini inşa etme imkanı sunmaktadır.
Bu yolda diriliş eri olmak:
* İnanç âb-ı hayatını içmek, İslâm uygarlığının yeniden
diriliş bengisuyunu içip dirilmektir.
* Umutsuzluğu yıkmak, yeniden umut yolu kapısını
açmaktır.
* Bir oluşa çağrıdır.
* Düşünce ve inanç arasında kopmuş olan bağı
yenileme davasıdır.
* Kişi kaygısıyla toplum kaygısının özdeşleşmesi
çabasıdır.
* Anlamların hakiki yüzlerini aydınlatmaktır.
* Müslümanlar için yeniden varoluşun ilanıdır.
* Kendine ve çağa meydan okumadır.
* İnsanın kendi gönlüne tuttuğu aynadır.
Ve her şeyden önemlisi kavgaya, ebedi barış için katılmaktır diriliş eri olmak.
Son söz olarak üstadın cümlelerini dua niyetiyle dile getirmek istiyorum.
Rabbim, domuza karşı aslan, yılana karşı kartal, baykuşa karşı hüthüt, kargaya karşı bülbül, eşeğe karşı at olabilmeyi nasip eylesin bizlere...