Gönderi

Bir ben bilirim kahpeliği, bir ben. Bir yosuna sormuşlar dostun kazığını, birde denize, Tutkuları için satılmış bir kaç yeşil fanilaya. Keşke nane şekeri gibi ferah, samimi olsa dünya, O zaman tutkuları için, bir masum çocuğun geleceği ile oynamazdı dostum. Zehirlenmiş bir ok, serçe parmağında saklı. Taş dibinde gizlenmiş çamurular kaç kez yüzüne sürüldü, kaç ah çekerek, yüzündeki çamuru gürül gürül akan derenin temiz suyu ile yıkadım. Bedenine atılan taşlara,kaç kez dağ oldum ne çabuk unutmuşsun. Ve sessiz fısıltı sırlarını anlattığında bir yosmanın çocuğu gibi saçmadım caddelere. Şimdi topukların ayak boşluklarında, Oysa sen sıcak bir çarşafa değiştin aziz dostuluğu. Sanma adil oldu dolduruşlara geldiğin kahpelik. Şimdi salıyorum beyaz güvercinlerimi huzurluyum...
·
19 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.