Muhammed Çifci

Muhammed Çifci
@muhammedcifci
Şiirlerimi keyifle okuyan tüm dostlarıma teşekkür ederim. Şiirle yıkanın. İnstagram; sessizligiminkalemi Kişisel Gelişim
Yazar
Üniversite
İstanbul
138 reader point
Joined on September 2018
Sabitlenmiş gönderi
Bazen sadece iyi ki dersin.
Reklam
Bu son zümrüt taşı idi kulağında, bu son bakıştı sana bakan gözler.
Boncuğu da çok yakışır saçının her teline...

Reader Follow Recommendations

See All
Demli bir çaya sığdırdım dertlerimi, doksan derecelik bir açıdan bakıyorum.
Sınıfsız bir toplumu, sıraya sokamazsın, Ahlaksız bir toplumu, giydiremezsin.
Reklam
Makberini bulamadım, Yeryüzüne düşen yağmur kokulum.
Olmaktan korktuğum yerdeyim, sendeyim. F.D
Bazen insanları anlamak mümkün olmuyor, olmuyor, çünkü anlık duyguları ile hareket ediyorlar. Mantıklarını biraz duygularına katsalar belki'de kazanacaklar. Kendini olmadığından daha büyük gösteriyorlar. Benim nazarımda bu olaya cahil cesareti denir. Samimiyetsiz yaklaşıyorlar mesela yeni tanıdığın birine, sen diye hitap edilmemeli, siz diye hitap edilmelidir.
Değer miydi, bu kadar uzağa gitmene.
Kaç bahar gördü ömrüm, bir senin baharını yaşamadım.
Reklam
İsmin dört yanımda mavi bir gökyüzü gibi yankılanır.
Ey benim kokoş teyzem, ben nerede yanlış yaptım.
Ey gönlümün tanrıçası, Ey varlığıma nefes veren. Günümün aydınlık ışığı, Gecemin huzur rüyası. Kentimin yağmuru, sokağımın atmosfer kokusu. Yatağımın'da düşlediğim yangınım, kokusu bedenimde saklı olanım. Bacaklarının arasındaki ıslaklığım, dudaklarıma yaşattığın tarihçem. Gel🍀
Bir ben bilirim kahpeliği, bir ben. Bir yosuna sormuşlar dostun kazığını, birde denize, Tutkuları için satılmış bir kaç yeşil fanilaya. Keşke nane şekeri gibi ferah, samimi olsa dünya, O zaman tutkuları için, bir masum çocuğun geleceği ile oynamazdı dostum. Zehirlenmiş bir ok, serçe parmağında saklı. Taş dibinde gizlenmiş çamurular kaç kez yüzüne sürüldü, kaç ah çekerek, yüzündeki çamuru gürül gürül akan derenin temiz suyu ile yıkadım. Bedenine atılan taşlara,kaç kez dağ oldum ne çabuk unutmuşsun. Ve sessiz fısıltı sırlarını anlattığında bir yosmanın çocuğu gibi saçmadım caddelere. Şimdi topukların ayak boşluklarında, Oysa sen sıcak bir çarşafa değiştin aziz dostuluğu. Sanma adil oldu dolduruşlara geldiğin kahpelik. Şimdi salıyorum beyaz güvercinlerimi huzurluyum...
Gidene mi zor, kalanamı derler yıllarca. Zor olan yüreğinden silinmemesi.
Bozkır
Bozkırlarda arpa buğday kokusu ile büyüdü çocukluğum, kömür kokusu dolu ciğerlerim, alev alması için bir küçük kıvılcım beklerdi. Bir zamanlar sabun kokardı küçük bedenimizdeki tenimiz. Biraz da sıcak plastik. Damlarda yatarken yıldızlara doğru, sabahın çocuk telaşı vurur üstümüze. Dağlardan üstümüze sinen kaç kekik kokulu hayal bıraktık ova ova, tepe tepe. Kaç ağaç gölgesinde yorgunluğumuzu bıraktık. Haydi kalk gidelim yeşile, derelerden taşan gürül gürül soğuk suya. Bugün o gün uzatalım dostluğa, kardeşliğe ellerimizi, yaşam bitiyor, ömür bitiyor.
955 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.