Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Terörsüz Özgürlük mümkün müdür? Özgür olmamız için illa ki ölümler yahut terör zorunlu mudur? Asıl sorulması gereken soru şudur, terör silah ve ölümler kimlerin koltuğunun çıkarı içindir ki devam etmektedir. Daha açık şeyliyle sanki ülkemizin gücü yok mudur, ülkemizi seven yok mudur da terör bir sorun olarak devam etmektedir. Başka ülkeleri örnek gösterirsek mesela İngiltere’de IRA demek bile yasak ve hapis cezası gerektirirken; ekranda sevimli gösterilmeye çalışılan sözde türkücü şarkıcı PKK sevici heykel dikiciler neden vardır? Bunlar büyük ve çözüme kavuşturulması gereken sorunlar değil de nedir? Yazıldığı dönemde iki türlü terör vardır kitabın. Birisi asker kıyafeti giymiş sözde özgürlükçü olan darbecilerdir. Diğeri de malum. İkisi de aynı ülkenin insanlarına işkence etmektedir, öldürmektedir. Askeri Darbe yönetimlerinin yaptıkları yanında halkın bu kışkırtmalara kapılmadan ‘Kansız’ bir demokrasi kurmak için çabalaması gerektiğini anlatan kıymetli bir eser okuduğumu yine belirtelim. 15 Eylül 1980 ile 03 Ekim 1982 arasındaki gazete yazılarından oluşan bir eser olduğunu belirtelim. Bu ‘korkusuz’ diye tanımlayabileceğimiz yazılarında devlet kademelerinde olup elinde imkan varken yalnızca seyrettiğini düşündüğü pek çok görevliyi de eleştirmekten çekinmiyor. Yalnız burada yazılanlar genel olarak günümüz siyasi yazarlarının böyle yaptınız şöyle oldu gibi tanımlamalarından ziyade daha çözümcü, daha ulaşılabilir ve anlaşılabilir yazılar gibi geldi bana. Ülkede siyasiden çok sistemsel bozukluk olduğuna inandığım için bunun değişmesinin zaman alacağına eminim. Bu yüzden iyi şeyler yapmak isteyenler de kimse olmasa bile sistem engeline takılarak iş yapamıyor. Basit bir örneklendirme yapacağım. Konuyla alakasız ama daha anlaşılabilir olmasından dolayı basit bir örnekleme yapacağım. Mesela A bölgesinde bir tarla var. Sizler de yaşınız fark etmeksizin bölgenin iklimine göre oraya ekim yapmak istiyorsunuz. Tarlanın konumuna göre, tarlanın sahipleri belki A bölgesine hayatında gelmemiş, haritayı açsa yerini bulamayacak insanlar. Aynı zamanda siz oraya ekim yaptığınızda benim toprağıma dokundu diye ortalığı ayaklandıracak insanlar. Ama siz de üretim yapacaksınız. Nasıl olacak? Dokunamazsınız başkasının arazisi. İsterse 100 yıldır kimse gelmemiş olsun. Basit ve anlaşılır olması için böyle bir örnek verdim umarım anlatabilmişimdir. Başka bir insan bizzat engel olmasa da buna engel olan sistemdir. Yazıları okuduktan sonra, o dönem insanlarının neler yaşadığını ve neler düşündüğünü çözmek de kolaylaşıyor. Bu insanlar da iyi ve rahat yaşamaya inanmışlar. Bir gün olacak diye beklemişler ama bir türlü olmamış. Sürekli türlü sorunlar ve sıkıntılar çekmekten kurtulamamışlar. Bu yüzden ben her zaman istediğim dileğimi yinelemek istiyorum. Görev yapacak yönetim kadrolarına gençler gelmeli. Zaman değişiyor. Ateşin yakacağını ateşe dokunmadan anlayamayan nesille ateşin ne olduğuna internetten bakarak ona göre yaklaşım sergileyen nesil aynı olamaz. Bu yüzden de genç kadroların çoğalması, genç kadroların birbirini destekleyerek öne çıkarması zorunludur. Kim olursa olsun artık 50-60 yaşını aşmış siyasetçilerin değil 20-25 yaşlarında başlayarak günümüze daha hakim insanların olduğu yönetim kadrolarının arzusunu içimde bulunduruyorum. Bir gün olacak. Özellikle ‘Devletin Parasıyla’ adındaki bölüm mutlak surette dikkatle okunması ve üzerine düşünülmesi gereken bölümlerden. Bu insanların bu işleri yapmaları ve pişkin pişkin bir şey olmamış gibi davranmaları beni bu zamanda üzdüyse öyle sıkıntılı dönemi yaşayan araştırmacı, aydın ve düşünen halkın ne tür bir olumsuzluğa uğradığını hissetmek uzak değil. Rahatlıkla çok başarılı bir kitap olduğunu tüm bu sözlerimden sonra belirtebilirim. Hepimize iyi okumalar dilerim..
Terörsüz Özgürlük
Terörsüz ÖzgürlükUğur Mumcu · Tekin Yayınevi · 1994123 okunma
·
112 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.