Birbirinden 10 güzel öyküyü okumamızı sağlayan, önsözde Tomris Uyar gibi bir ustanın yaptığı harika yorumlama ile kendine çeken ve öyküleri ABD'nin Çehov'u olarak tanındığını belirterek merak uyandıran bir giriş ile kitabın sayfalarını çeviriyoruz... Aile içi karmaşık ilişkiler, birbirlerine duyulan nefretin açığa çıkması, alkoliklik, bağımlılık, güçlüklere karşı mücadele etme, dedikodu, başarının sırrı, aşkın geometrisi, kadın erkek ilişkilerini underground tarzda bize anlatan bir öykü kitabı olmuş.
Özellikle Güle Güle kardeşim öyküsünde herkes gibi ben de Lawrence karakterine gıcık oldum, bütün ailenin yaz tatilini mahvetti sevimsiz herif... Dev Radyo'da da mahalledeki insanların konuşmalarını dinleyip dedikodunun kralını yapan bir aile ve sonunda radyo bağımlısı bir insan çıkıyor karşımıza, işini gücünü bırakıp radyo dinlemeye başlıyor, komik bir öykü olmuş
Merhem, Bityeniği ve Beş Kırk Sekiz öyküleri ise çok sürükleyici idi, çok çarpıcı bir konuyu ele almış yazar bu üç öyküsünde, çok beğendim. Kitaba adını veren Yüzücü öyküsü de çok güzel bir hayat hikayesini anlatıyor, Lucinda ırmağı boyunca yüzen ve ırmak boyunca yüzerek komşularının evlerine gidip partilere katılan Ned'in başından geçen olaylara ve betimlemelere bayıldım. Mutlaka okumanızı öneririm bu güzel klasiği.