Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

496 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Eşsiz Bir Markanın Yürek Burkan Öyküsü
Gucci adını 2021 yılının Kasım ayında Karar gazetesinin ikinci sayfasında yer alan vizyona yeni giren Gucci Ailesi filmi hakkındaki yazıyı okuyana kadar hiç duymamıştım. Filmle ilgili paylaşılan görsel o kadar etkileyiciydi ki filmi sinemada izlemeye karar verdim. Hiç şüphesiz sürükleyici ve sarsıcı bir filmdi. Gerçek bir hikâyeye dayanan filmi beğendiğim kadar oyuncuları da çok beğendim. Filmi izledikten sonra filmin dayandığı kitabı merak ettim ve kitabın Türkçeye çevrilmiş olduğundan hiç şüphe etmedim. İnternette gezinirken karşıma “Gucci Hanedanı” kitabının çıkmasıyla yüzümde bir tebessüm belirdi. Çünkü aklımdan geçen şey çok da uzakta değildi. Sara Gay Forden’ın kaleme aldığı kitap ana dilimize çevrilmiş ve filmin gösterime girdiği ay yayımlanmıştı. Hiç vakit kaybetmeden kitapçıma siparişi verdim. Bir an önce satırların arasında dolaşmak için sabırsızlanıyordum. Öncelikle kitabın hayli etkileyici ve akıcı olduğunu belirteyim. O kadar ki film kitabın gölgesinde kalmış. Tabii ki hiçbir film iyi işlenmiş yaklaşık 500 sayfalık bir kitabın eline su dökemez. 500 sayfayı beyaz perdede asla iki ya da üç saatte işleyemezsiniz, ancak özet geçersiniz. Bunda elbette akıcılık da önemli ve Gucci Hanedanı bu özelliği ile takdiri hak ediyor. Ayrıca yazarın bir kuyumcu titizliğiyle ele aldığı meseleyle ilgili yaptığı araştırma ve inceleme de eserin değerine değer katıyor. Çünkü mahkeme kayıtlarına dek ulaşmış üstat. Rodolfo’nun 1982’de çektiği özel belgeseli de izlemiş. Özetle Gucci markasını a’dan z’ye incelemiş; okurların kafasında soru işareti oluşmasına meydan bırakmadan trajik bir öyküyü toparlayıp son sayfasına kadar merakla okunan, nitelikli, kronolojik sıraya uygun bir eser ortaya koymuş. Gucci’nin öyküsü Guccio Gucci’nin bir otelde valiz taşıyıcısı olarak çalışırken valiz üretmeye kadar vermesiyle başlıyor. Daha sonra işler büyüyor ve Gucci, adından söz ettiren, insanların ürünlerini almak için kuyruğa girdiği bir marka hâline geliyor. İtalya’nın sınırları dışına çıkıp Amerika’da bile mağaza açıyor Gucci ailesi. Ancak işler genişledikçe, büyüdükçe aile üyeleri arasındaki çatışmalar da aynı oranda hızlanıyor. Karakter ve çıkar çatışmaları moda devi Gucci markasını sarsıyor. Babalar çocuklarıyla anlaşamayınca bazı pürüzler ortaya çıkıyor. Her kafadan çıkan ses ve Maorizio, Paolo gibi kendisine pek söz hakkı verilmeyen çocuklar Gucci’de kazanı kaynatıyor. Bir bardak suda fırtına koparılıyor. Aile üyeleri arasındaki uzlaşmazlıklar dağ gibi büyüyor. Hatta bu dönemde Gucci’yi gerçek bir marka hâline getiren Aldo Gucci, oğlu Paolo’nun şirkette dönen dolapları açıklamasıyla cezaevine bile giriyor. Ayrıca Aldo Gucci’nin kardeşi Rodolfo’nun vefat edince hisselerinin hepsinin oğlu Maurizio’ya kalmasıyla Maurizio’nun şirkette hafife alınmayacak bir konum eltmesi de zaman içinde çığ gibi büyüyen bir soruna dönüşüyor. Aslında Maurizio ile güçlenen ve yeni bir döneme giren Gucci markası yapılan hataların ve görmezden gelinen, büyüyen, büyütülen sorunların baskısı altında eziliyor. Sanki Turgenyev’in meşhur romanı “Babalar ve Oğullar”daki kuşak çatışması bire bir sahneleniyor. Gelgelelim bir ur gibi sinsice büyüyen, gitgide harlanan bir ateş zaman içinde Maurizio’yu da yutacak bir cehennem ateşine dönüşünce işler çığırından çıkıyor. Hikâye bayağı trajik. Maurizo, Paola ile evlilik hazırlıkları yaparken kurusıkı sanıp önemsemediği tehditlerin aslında ne kadar gerçek olduğunu ancak vurulunca anlıyor, ne var ki iş işten çoktan geçiyor. Cinayetin nasıl planlandığı birkaç yıl sonra esrarengiz bir telefonla ortaya çıkıyor. Gerçekler bir bir ortaya dökülüyor, arapsaçına dönen olay bir bir çözülüyor. Patrizia 29 yıl, Patrizia’nın tuttuğu tetikçi ise ömür boyu hapis cezası alıyor.Ne var ki Patrizia iyi hâl indirimi alarak 2016 yılında özgürlüğüne (!) kavuşuyor. (Patrizia elini kolunu sallaya sallaya dolaşırken Maurizio Gucci toprak altında yatıyor.) Patrizia’ya hâkimin 29 yıl verdiğini okurken içim cız etti. Çünkü eski kocasının ölümünde baş sorumlu olmasına rağmen ve hem de bu kadar yıl bile yatmayacağı herkes tarafından bilinirken ala ala 29 yıl hapis cezası alıyor. Ama silahı ateşleyenin gözünün yaşına bakılmıyor. Bu çifte standart bazılarının gözünden kaçmıyor. Nerede görülmüş cinayeti azmettiren kişinin katilden daha az ceza aldığı? Patrizia hapishanede iyi bakılıyor. Annesi Silvana her hafta gidip etinden kaymağına kadar her türlü besinle besliyor. Kızının bir dediğini iki etmiyor. Kitabı okurken gözlerim yaşardı zaman zaman. Güzel başlayan bir hikâyeye kan bulaşmıştı. Patrizia takıntılı hâle gelmişti. Çok sevdiği adamı yok etmekten, ona bu hayatı dar etmekten başka bir düşüncesi olmayan bir kadına dönüşmüştü. Patrizia narsisizmi sınırları aşıp kan istiyordu. Kin büyümüş, büyümüş, büyük bir canavara evrilmişti. Bu canavar ya kendisini yiyip bitirecek ya da baş düşman Maurizio’nun kanını akıtarak küçülecekti. Patrizia ikinci yolu seçti. Çünkü hayata çok bağlıydı, kızları da vardı ve onlar için yaşamalıydı. Ne var ki eski eşinin akan kanında en büyük paya sahip olmasına rağmen defterine “cennet” diye yazması ne kadar hasta bir kişiliğe sahip olduğunu göstermesi bakımından son derece rahatsız edicidir. Basının “kara dul” lakabını taktığı Patrizia eski eşini temizleyince huzura kavuşuyor. Ne kadar narsisist, ne kadar bencilce, ne kadar zalimce bir davranış! Son olarak baba sözü dinlemenin ne kadar önemli olduğunu belirtelim. Çünkü Maurizio’nun babası Rodolfo’nun gözü Patrizia’yı hiç tutmuyor. Çünkü onun oğluna değil, lükse ve zenginliğe âşık olduğunu seziyor. Haksız olmadığını da gelişen olaylar kanıtlıyor. Aslında Patrizia, Maurizio’ya değil de temsil ettiği Gucci markasına tapıyor. Öyle olmasaydı eşinin işlerine bu kadar burnunu sokmazdı. Maurizio ise eşinin işlerine bu kadar burnunu sokmasından hiç memnun olmuyor. Bu da evliliği sallıyor doğal olarak. Bunun üzerine açgözlülük ve kıskançlık da eklenince Patrizia öfkeyle ve kinle dolup taşıyor. Ve eski eşini defalarca tehdit ediyor. Ne yazık ki Maurizio bu tehditleri kurusıkı olarak değerlendirip hafife alıyor. Bu da onun henüz tamamlamadığı hikâyesinin sonunu hızlandırıyor. “Gucci Henadanı: Cinayet, Delilik, İhtişam ve Açzgözlülüğün Çarpıcı Hikâyesi” dünya devi bir markanın etrafında dönen olayların kapsamlı ve ilgi çekici bir anlatımı olarak okurlarını bekliyor.
Gucci Hanedanı
Gucci HanedanıSara Gay Forden · Nova Kitap · 202123 okunma
·
95 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.