Bu anakondanın içinde işim ne?! Ne zaman, nerede yuttu beni?! Tasviri imkansız bir canlının gövdesindeyim. Medeniyetler yıkılmış, hatta örtülmüş kalıntıları. Nefsime hakim olamam artık kesinlikle. Kızarım, bağırırım, yükselirim, küserim, konuşmam. Bu beş fiille yaşarım ölürüm. Ama ihtimaller dahilinde, anakondadan kurtulmam. Kesici bir alet bulursam buralarda. Yarar, kanatır, parçalar, çıkarım dışarı. Yüzüme bir mask takmışlar; farkettim. Hay Allah Hay Allah Hay! Bazen mısırlı oluyorum, bazen perulu. İçimdeki çin seddini yıkabilecek orduyum. Tek mızrağım var apış aramda. Vahşiyim, evet, vahşi ve gaddar. Savaşmak için yaratılmış bir heykelim. Gri, tozlu, soğuk ve mükerrerim. Sağımı soluma, solumu dibe taşımışım. Beşe sıkışmış bir kadavra bakıcrsıyım. Ne dörde dönebiliyorum, ne alhya. Ne üçe bölünebiliyorum, ne ikiye. Beşte beş duyumdan muzdaribim öyle. Bu anakondanın içinde işim ne?!