"Yaşamak ölümü kaçınılmaz kılıyorsa, ölüm yaşamın içinden doğuyorsa, canlı olan her şey önünde sonunda ölmeye mahkûmsa, yaşayabilmek için ölümü kabullenmeli, ondan korkmamalıyız diye düşünüyorum. Daha doğrusu böyle düşünmek istiyorum ama ne mümkün! Her sela verilişinde bir cenaze düşüyor aklıma; Cahit Sıtkı'yı her okuyuşumda yolun sonuna geldiğimi fark ediyorum, yolun yarısında olmak için neler vermezdim ki.. "
İzmir Kitap Fuarı,nda ki söyleşisinde de son kitaplarının hep ölüm üzerine olduğundan, sanırım yaşlılığın getirdiği bur durum olduğundan bahsedilmişti.
Alıntı yaptığım paragrafta geçmişe özlemini dile getirmiş. Kişisel fikrim ise yaşımın getirdiği bir tecrübesizlik olarak görülebilir tabi amaher yaşın kendine ait mutluluk kaynağı olduğu ve bu şekilde hayatımızı noktalamamız gerektiği yönünde.
Otuzlu yaşlarıma henüz girdim fakat yirmili yaşlarımı ya da çocukluğumu aramıyorum. Geçmişte yaşanan kötü hayat deneyimlerimi hatırlıyorum ve geçmişe dönmek hevesinde değilim.
Nedim Gürsel'in söyleşisinde bu konu hakkında birkaç soru sorup üzerinde tartışmayı isterdim doğrusu. Söyleşi günü kitabı yeni çıkmıştı. Yüreğine sağlık.