...Topluma eleştirel hatta devrimci biçimde yaklaşan bir okurun bile kendi görüşlerini değiştirmeksizin polisiye yapıtlardan hoşlanması mümkün değil midir? Komünist lider Bukharin'in hastalık derecesinde polisiye roman düşkünü olduğu bilinir, öyle ki okumakta olduğu bir polisiye romanı elinden bırakamadığı için önemli parti toplantılarına geç kaldığı bile olmuştur. Daha sonra ayrıntılı olarak değineceğimiz gibi Osmanlı padişahlarının en ilginci olan II. Abdülhamid'in her gece polisiye roman okutup dinlemeden uyumaması, acaba olayı yanlış yorumlayanların sandığı gibi padişahın vesveseli huyunun bir sonucu mudur yoksa bütün karmaşasıyla kabus gibi üstüne çöken koca Osmanlı lmparatorluğu'nun sorunlarıyla uğraşmakla geçen günlerin öldürücü yorgunluğundan bir anlık "kaçma" gereksiniminden mi ileri gelmektedir? . Sonuç olarak Kurthan Fişek'in dediği gibi: "Ayıplanacak hiçbir yanı yok 'kaçış'ın . . . Başkalarının dokuduğu sihirli bir halıya biniyor, bizimkinden daha cazip bulduğumuz, başkasına ait bir dünyaya, şiir yoluyla, resim yoluyla, müzik yoluyla, polisiye romanlar yoluyla birkaç saatliğine misafirliğe gidiyoruz. Hepsi o kadar...