Aşıklar Bayramı
Kitaptaki en hüzünlü ve sarsıcı cümleydi: “Baba dediğin tamamlanmamış bir kelimedir zaten…”
Konu ise şöyle:
25 yıl sonra bir gece elinde eski bir bavul, üç telli bağlaması ile oğlunun kapısını çalan bir baba...
Babasını karşısında görünce 25 yılın hesabını sormanın sancısı ile kıvranan bir oğul...
Baba, türküleri gittiği yörelerde bilinen sevilen bir aşık, oğul 40 yaşında bir avukat.
Her bakımdan bir yol hikayesi… Hem baba ile oğulun Diyarbakır'dan Kars'a uzanan hüzün dolu yolculuğu, hem de bu yolculukta geçmişten gelip son ana kadar yakalarını bırakmayan kopmakla kopamamak arasında kalmış duygular...
Baba hasreti, evlat hasreti, kırgınlıklar, pişmanlıklar, 25 yılın getirdiği mesafe ile söylenemeyenler ve her şey için ellerinde kalan son üç gün…
Bir evladın en zor anıdır bu… Ne kadar kırılmış olursanız olun, insanın babasını son kez gördüğünü bilmenin acısı hiçbir şeye benzemez…
AŞIKLAR BAYRAMI, en sevilen kitaplar listemde yerini aldı. Üçleme olarak planlanan bir serinin ikincisi. Birincisi “Ucunda Ölüm Var”, üçüncüsü de “Babamın Bağlaması”. İlk kitabı okumadan ikinciyi okumuş olsam da kitaptan alacağım hazzı etkilemedi bence. Ama bu kitabı okuduktan sonra diğer kitapları da okuyacağım çemberi tamamlamak için.
Bir kitabın herkes üzerinde bırakacağı etki farklıdır. Herkes için aynı etkiyi uyandırır mı bilmiyorum ama beni çok etkileyen bir kitap oldu. Yazar duyguyu okuyucuya yansıtma konusunda o kadar başarılı ve öyle bir konu seçmiş ki, kendinizi kurguya kaptırıyorsunuz. Dahası kurgu olduğunu unutuyorsunuz. Ben uzun zamandır boğazım düğüm düğüm olarak bir kitabı bitirdiğimi hatırlamıyorum. Bazı kitaplarda hissettiğimin aksine, okurken “yazar bunu dramı artırayım da daha çok okunsun diye mi yazdı acaba” dediğim bir yer de olmadı. Ayrıca dili kullanımını da sevdim.
Kendi adıma çok güzel bir eser okudum ve çok seveceğim yeni bir yazar tanıdım.
