Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Tekrar biraz güldü, ben de güldüm. Gülmek iki erkeğin arasında çıkar gütmeyen bir bağ kurar, iki kadının arasında da aynı bağı oluşturur; bir kadınla bir erkek arasında ise daha da güçlü ve sıkı bir bağa, daha derin, karmaşık ve daha kalıcı olacağından ya da kalıcılık hevesi artacağından daha tehlikeli bir birlikteliğe yol açabilir. Çıkar gütmeyen kalıcı ilişki sonunda soğur, bazen çirkinleşir ve tahammülü güç olur, uzun vadede iki kişiden birinin borçlu olması gerekir, ilişki ancak bu şekilde yürür; iki kişiden biri ya da diğeri biraz daha borçlu olmalıdır; teslim olma, özveri ve fazilet, alacaklı konumunu ele geçirmek için garantili bir yol olabilir. Ben Luisa'yla sayısız kereler böyle gülmüştüm; kısaca, beklenmedik biçimde, ikimiz öncesinde anlaşmaya varmadığımız bir şeyin komik yanını aynı anda gördüğümüzde, aynı anda kısaca gülmüştük. Başta kız kardeşim olmak üzere birkaç başka kadınla da gülmüşümdür. Bu gülüşün niteliği, kendiliğindenliği (belki benim gülüşümle eşzamanlı oluşu) bir anda anlayıp yaklaşmama ya da uzaklaşmama sebep olmuştur; bazı kadınları daha tanımadan, neredeyse hiç konuşmadan, o bana bakmadan, ben ona neredeyse bakmadan bir bütün olarak kavramışımdır. Buna karşılık hafif bir gecikme ya da taklit şüphesini, benim dürtüme ya da işaretime uysallıkla cevap verildiği şüphesini, nezaket icabı ya da pohpohlamak için sunulan, tam anlamıyla çıkarcılıktan uzak olmayan, iradenin desteklediği bir gülüşü, gülmekten çok gülme isteğini, gülmeye razı olmayı, imrenmeyi, hatta tenezzül etmeyi ifade eden bir gülüşü algıladığım anda ondan hemen uzaklaşırım ya da ikincil bir konuma, eşlik konumuna ya da zayıf dönemlerimde kur konumuna yerleştiririm. Oysa öteki gülüşü, Luisa'nın neredeyse önden giden gülüşünü, kız kardeşimin sarmalayan gülüşünü, genç Perez Nuix'in benimkine karışan, katiyen kasıtlı olmayan, ikimizi unutan (buna karşılık bağımsız, keyfi ve eşitleyen) gülüşünü birinci sıraya koymuşumdur, bu konum daha sonra bazen kalıcı olmuş bazen olmamıştır, bazen tehlikeli ve uzun vadede (uzun vade olduğunda) sembolik ya da gerçek küçük bir borç ortaya çıkmadan ya da araya girmeden dayanılması zor olmuştur. Ama bu gülüşün yokluğuna ya da azalmasına dayanmak daha da zordur ve bu da iki kişiden birinin biraz daha fazla borçlanmasına yol açar daima. Luisa gülüşünü uzun zamandır benden esirgiyor ya da gıdım gıdım bahşediyordu; onu tamamen kaybettiğine inanmam mümkün değildi; başkalarına sunuyordu herhalde; birisinin gülüşünü bizden esirgemesi, artık yapılacak bir şey kalmadığının işaretidir. O gülüş yelkenleri suya indirir. Kadınlar karşısında da, farklı biçimde erkekler karşısında da. Sadece gülüşü yüzünden arzuladığım, şiddetle arzuladığım kadınlar olmuştur, onlar da bunu anlamışlardır. Bazen de sırf o beklenmedik, kısa gülüşü duyarak ya da hiç duymadığım için bir insanın nasıl biri olduğunu, o kişiyle aramda ne olacağını -dostluk mu, çatışma mı, sıkıntı mı- ya da hiçbir şey olmayacağını anlamışımdır; fazla da yanılmamışımdır, bazen gecikse de sonunda olmuştur; zaten ölünmediği sürece, o kişi ya da ben ölmedikçe her zaman vakit vardır. Tupra'nın gülüşü_bu tür bir gülüştü, benimki de; dolayısıyla bir an acaba ileride yelkenleri suya indirecek mi, yoksa ben mi indireceğim ya da ikimiz de mi indireceğiz diye düşündüm. "Liki-liki," diye tekrarladı. Böyle bir kelimeyi tekrarlamamak imkânsızdır, elde değildir. "Her neyse, herhangi bir yerin âdetleri dışarıdan yargılanamaz, öyle değil mi?" diye ekledi, gönülsüz ya da ciddiyetsiz bir ciddiyetle.
Sayfa 180 - II MızrakKitabı okudu
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.