Karanlığın Yüreği ve Talih’ten sonra yazarından okuduğum üçüncü kitap. Bu kitap uzun güzel ve akıcı bir novelladan oluşuyor. Eserin ana konusu insanın kendine ve çevresine olan yabancılığı.
Başka bir gemide kendisine hakim olamayıp öldürdüğü bir gemi çalışanı yüzünden , gemisinden kaçan ve başka bir gemide kendisine benzeyen başka bir gemi kaptanına sığınması olaylarından başlayıp, bir kaçışla son buluyor.
Yazarın ilk iki kitabı bu kadar etkilemedi beni işin doğrusu.
Bu kitabında hem heyecan hem de ironi hem de akıcılık okuru kendisine bağlıyor. Tabi bu kitabın devamı gelebilir miydi? Sorusu insanı ilk bakışta cezbetse de yazarın kestirip atmış.
Eserde fazla kişi olgusu yok, sanki bir olayın özeti şeklinde yazıya geçirilmiş durumda. Ama buna rağmen eser baya ilgi çekici.
Yazar yıllarca gemi kaptanlığı yaptığı sıralarda kaleme aldığı birçok eser, İngiliz edebiyatında önemli bir yer edinmiş durumda.