Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

188 syf.
9/10 puan verdi
1564 yılında doğmuş olan William Shakespeare, hiç tartışmasız dünyanın en büyük yazarları arasında kabul edilir. Shakespeare, çok çeşitli türlerde eserler vermiş ve yüzden fazla eserin sahibidir. İngilizceye çok büyük katkıları bulunan İngiliz yazar, yaşadığı dönemde insanların saygısını kazanmış olmasına rağmen birçok yazar gibi o da daha çok ölümünden sonra saygı ve sevgi kazanmış bir üstattır. Gelelim; eserlerinin hemen hemen hepsi tiyatroya, sinemaya ve operaya uyarlanan bu yazarın “Hamlet” adlı eserine. Hamlet, Shakespeare tarafından tam olarak yazılma yılları belli olmayan fakat 1599 ve 1601 yılları aralığında yazıldığı tahmin edilen trajedi türünde bir eserdir. Hamlet, yazarının en uzun eseri olmakla birlikte en çok tanınmış olan eserlerinin de ön sıralarında yer almaktadır. Yazıldığı zamandan günümüze kadar defalarca tiyatrosu oynanmış ve filmlere adapte edilmiştir. Çok meşhur olan “Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.” sözüne de ev sahipliği yapan eserdir. Bir Shakespeare klasiği olarak içinde bolca olay, entrika barındırmaktadır. Eserin özetine değinecek olursak; Hamlet, sadece ailesinin değil tüm ülkenin de sevdiği yiğit, dürüst ve mert bir insandır. Aynı zamanda Danimarka kralının da oğludur. Hamlet, babası tarafından iyi bir eğitim alabilmesi için Almanya’ya gönderilir. Hamlet Almanya’da eğitimini sürdürürken bir gün babasının ölüm haberi gelir ve genç oğlan bu haberden sonra yıkılır. Haberi duyduğu gibi ülkesine döner ve amcası Claudius, çoktan babasının yerini almış ve kendini hükümdar ilan etmiştir. Hâlbuki hükümdar olmak Hamlet’in hakkıdır. Buna rağmen Hamlet bunun üzerinde durmayıp babasının ölümüyle ilgilenmeye başlar. Bir de bunlar yetmezmiş gibi zalim Claudius, annesini ikna ederek onunla evlenmiştir. Her şeyi aydınlatmak ise Hamlet’e kalmıştır. Bir gece, iki Danimarka askeri bir tepede nöbet tutarken ölü kralın hayaletini görürler. Bu askerler Hamlet’in çok yakın arkadaşı olan Horatio ve Marcellus’dur. İlk başta şaşırıp korkan askerler daha sonra hayalet ile iletişime geçmeyi denerler fakat bir türlü başaramazlar. Horozlar ötmeye başlayınca hayalet ortadan kaybolmuştur bile. Bu durumu hemen Hamlet’e açmaları gerektiğini düşünerek soluğu Hamlet’in yanında alırlar. Yaşananları duyan Hamlet ilk önce çok şaşırır, inanamaz ama aynı manzarayı kendi de görmek istediğinden ertesi akşam askerlerle birlikte aynı tepeye nöbete çıkar. Aradan biraz zaman geçince kralın hayaleti yine görünür ve Hamlet şeytan işi olup olmadığını anlamaya çalışır. Fakat biraz çabadan sonra iletişime geçtiğinde gerçekten babasının hayaleti olduğuna inanmaya çok yakındır. Hayalet ona, aslında bir yılan ısırığı ile değil de amcası ve annesinin hain planlarıyla, bir gün uyurken kulağına zehir akıtılarak öldüğünü açıklar. Hamlet, hayalete inanmak istiyor fakat bir yanı da şeytanın işi olup annesiyle amcasını haksız yere suçlamak istemiyordur. Genç delikanlı buna bir çare düşünmeye başlar. Belki bir şeyler öğrenebilir umuduyla bir müddet deli taklidi yapmaya kara verir. Bu delilik hali, Kral Claudius’un yardımcılarından biri olan Polonius’un kızı Ophelia’nın aşkından olduğu tahmin edilir. O günlerde ise saraya gezici bir tiyatro gurubu gelmiştir ve akşama tiyatro oynanacaktır. Hamlet, gizlice bu gurup ile konuşur ve kendi verdiği senaryoyu oynamalarını söyler. Gurup da kabul eder. Hamlet’in oynatacağı senaryo, babasının hayaletten öğrendiği ölüm sahnesidir. Amacı, kral ile kraliçenin tepkilerini görmektir. O gece herkes toplanır, tiyatro izlenmeye başlanır fakat daha bitmeden Kral Claudius tarafından durdurulur ve Claudius salonu terk eder. Bu davranışından sonra babasının katilinin gerçekten amcası olduğunu anlar. Tiyatro dağılınca da annesinin odasına gider ve onunla tüm gerçekleri konuşur. O sırada perdenin arkasından kralın yardımcılarından Polonius onları dinlemektedir. Perde biraz hareket edince Hamlet bunu fark eder ve perdenin arkasındaki kişinin Claudius olduğunu sanarak kılıcı perdeye saplar, Polonius ölür. Babasının ölümüne dayanamayan güzel Ophelia da bir nehirde boğularak ölür. Hamlet’in her şeyi öğrendiğinin farkına varan kral, tehlikeyi sezmiş ve Hamlet’i İngiltere’ye göndermeye karar vermiştir. İngiltere kralı ile anlaşmış, amacı Hamlet’i orada öldürtmektir. Fakat Hamlet her şeyin farkındadır ve çıktığı yolculuktan Danimarka’ya geri döner. Saraya döndüğünde Polonius’un oğlu, Ophelia’nın ağabeyi Laertes’in geldiğini görür. Hamlet gelmeden önce Kral Claudius, Laertes ile anlaşmış ve Hamlet’e düello teklif ederek onu zehirli bir kılıç ile öldürmesini istemiştir. Hamlet, Laertes’in düello teklifini kabul eder ve dövüşmeye başlarlar. Kral ise işini garantiye almak için zehirli bir sıvı hazırlatır ve düello esnasında bu sıvıyı Hamlet’e içirecektir. Fakat bir karışıklık olur bu zehirli sıvıyı kraliçe içer ve ölür. Laertes ile kılıcının zehirli ucuyla Hamlet’i yaralar. Hamlet’in ölümü kesinleşmiştir fakat henüz ölmeden önce zehirli kılıcı Laertes’ten alarak önce onu sonra da zalim amcası Claudius’u öldürür. Kendisi de son nefeslerini verirken dostu Horatio da yaşamak istemediğini söyler. Ama Hamlet, ölürken bile onu ikna eder ve gerçekleri bilen tek kişi olduğunu, herkese doğruları anlatması gerektiğini söyler. Hamlet Shakespeare’in en bilinen eserlerinden biri. Bunun sebebini kitabı okuyunca gayet rahat anlıyorsunuz. Harika bir trajedi örneği... Gerek olay örgüsü bakımından gerekse karakterler arasındaki diyaloglar bakımından çok etkileyici bir eserdi. William Shakespeare’in basit gibi görünen konuları yeteneği ile bir şahesere dönüştürmesi her seferinde beni derinden büyülüyor. Lütfen siz de okumakta, izlemekte geç kalmayın böylesi güzel bir eseri arkadaşlar :) Şimdiden iyi okumalar :)
Hamlet
HamletWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202044,9bin okunma
·
77 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.