Marquez gazetecilik yaptığı yıllarda otel yapılması için uğraşılan bir manastır mezarlığı kazısında, 22 metrelik saç bulunan bir kafatasının yarattığı sansasyon ve küçükken büyükannesinin anlattığı bir hikayeyi birleştirerek kaleme alır Aşk ve Öbür Cinler’i.
Roman aristokrat bir ailenin kızı olan Sierva Maria’nın bir kuduz köpek tarafından ısırılması ve zaten ailesi tarafından ötekileştirilip köleler ile yaşayan kızın başına gelen bu durumun işleri daha da karmaşıklaştırması ile başlıyor.
Ortaçağ dehlizinde kilisenin karanlık, kirli yapısı ile çocuklara dahi acımadan din kılıfı altında yapılan işkenceler, Gabo ile bir kez daha sorgulanıyor.
Sınıf farklılığı, bakış açıları, katolik işkenceleri, sosyal yapı ve daha birçok şey romanın merkezindeki Sierva Maria ve ona bakan gözlerle bize sunuluyor. Ne yazık ki bir tek onun sesini duymuyoruz. Ne ironi değil mi?
Büyülü gerçekçiliğin müptelası olmaya giriş biletiniz bu kitapta olabilir. Değerlendirmek isteyene…
#aşkveöbürcinler #gabrielgarciamarquez #latinamerikaedebiyatı #kitapyorumu #kitapönerisi