Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

10/10 puan verdi
·
Beğendi
1984
Özgürlük Köleliktir Savaş Barıştır Cahillik Güçtür
1984
1984
, bizlere kapkaranlık bir dünyayı anlatan, her dönemde dünya siyasetinde karşılığını bulabileceğimiz, tarihsel altyapıya sahip, gerçekçi ve korkunç, totaliter rejimi eleştiren, insanların tek tipleştirilmesini anlatan ve zamanını aşan distopik bir eserdir. Big Brother kavramı, aslında tek partili - diktatörlük yönetimini (Hitler ve Stalin) hedef alırken, Düşünce Polisi ise Alman Gestapo’yu işaret etmektedir bize. Düşünce Polisi olgusuna değinmişken, insanların ne konuştuğu değil ne düşündüğü bile mercek altındadır. Ve düşünce suçu kitapta en ağır suç olarak görülür. Kitap bize arka planda direnişçi ruhun yok edilmesi portresini çizerken, şöyle bir durup düşündüğümüzde bugün ve gelecekte bile isimler değişse de bir çok politikacıyı yansıtacağından şüphe yoktur. 1948 yılında tamamlanan eserin son 2 rakamının yer değiştirmesiyle kitabın ismini oluşturuyor ##$##yazarSeolar:i118.$$#$$ Komünizm, faşizm, sosyalizm gibi olguları çok iyi bir şekilde inceleyen yazar, bireyselliğin yok edildiği, duyguların sistemli bir şekilde belli başlı tekniklerle manipüle edildiği, makineleşmeye doğru ilerleyen, totaliter bir dünya düzenini hayal ettirir bize. Peki bu insanlar nasıl isyan etmiyorlar diye düşünebilirsiniz. İşte bazı yararlanılan yöntemler. Halkın içindeki nefretini kusması için düzenlenen nefret haftası etkinlikleri, halka nefret edilecek bariz bir düşman, hedef gösterilmesi en isteksiz kişide bile sürü psikolojisiyle işe yaramaktadır. Stalin’in Halk Düşmanı kavramı gibi, karşı çıkanları “içimizde düşman var” anlayışı ile nefret ve öfke için hedef gösterecek kitle yaratmasına benzemektedir. Propaganda, Kusursuz propaganda için gereken unsurların ince ince işlendiğini görürüz; - Duyguları öne çıkar, tartışmaya girme - Propagandayı biz kalıbına sok, karşı tarafı düşman ilan et - Bireyler kadar gruplara da ulaş - Propagandacıyı olabildiğince gizle Zihin kontrolü, Halkın düşünebilme yeteneğini azaltmak için yapılan bir çok çalışma görürüz metinde. Genellikle de dil üzerinden gerçekleştirilir bu, partinin uygunsuz bulduğu kelimeler yasaklanır, kullanımdan kaldırılır, örneğin diktatör kelimesi yasaklıdır. İnsanlar düşüncelerini başkalarına aktaracak kelimeler bulamazsa, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa? Geçmiş manipülasyonu yapılarak halkın aklıyla oynanır, bir anda tüm geçmişte yaşanan olaylar, haberler, ertesi gün bambaşka hale gelebilir. İnsan zamanla kendi hafızasından bile şüpheye düşebilir. Orwell kitabı yazmadan önce bir makalesinde şöyle diyor; “Nazi teorisi, gerçekten de ‘hakikat’ gibi bir şeyin var olduğunu açıkça reddediyor. Bu düşünce dizisinin ima edilen amacı, liderin ya da bazı yöneticilerin yalnızca geleceği değil geçmişi de kontrol ettiği bir baskı dünyasıdır. Lider, herhangi bir olay asla olmamıştır diyorsa, pekala o olay asla olmamıştır. 2+2’nin 5 olduğu söylenirse, 2+2=5’tir. Bu ihtimal bizi bombalardan daha çok korkutuyor.” Korku faktörü, İnsanların sürekli izleniyor olma korkusu, acaba izleniyor muyum paranoyası… İnsanların hükümet karşısı olanları ihbar etmesi (tıpkı kardeşin kardeşi bile acımadan ihbar ettiği Stalin dönemi gibi) Bu korkudan kurtulmanın, huzura kavuşmanın tek çaresi ise koşulsuz itaat etmek, sorgulamamak ve düşünmemek. Böylelikle tam da istenildiği gibi yönetilecek bir kitle elde edilmiş olacaktır. “Geçmiş yalnızca değiştirilmekle kalmamış, resmen yok edilmiş, diye geçirdi aklından. İnsan, kendi belleği dışında hiçbir kayıt olmayınca en belirgin gerçeği bile nasıl kanıtlayabilir ki?” Keyifli okumalar.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,3bin okunma
·
695 görüntüleme
Mehmet KILIÇ okurunun profil resmi
Düşünce polisin ne konuştuğunuz değil,ne düşündüğü ilgilenmesi bütün mesele bu.....güzel bir inceleme olmuş teşekkürler
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.