Her rüya tabire muhtaç mıdır? Eylemsiz ve münfail kaldığımız tabirlere boyun eğmek acziyet midir yoksa tevekkül müdür? Rüyada görülen beyaz bu dünyada hangi rengin tercümesidir mesela? Rüyada gördüğümüz zenginlik ya dünyadaki fakirliğimize çıkıyorsa? Ya rüyamızda derineye mâlik virâneler varsa? *** Tabir Arapça'da karşıdan karşıya geçmek manasınadır. Bir rüyanın tabiri için İspanya'dan Mısır'a gitmek, sonra rüyayı gerçekleştirmek için yeniden İspanya'ya gelmek gerekir ince bir kitabın nihayetinde. Önce deniz, sonra çöl aşılmalıdır, deniz ile çölün ontolojik eş anlamlılığında. Aramanın, bulmaya öncül olduğu değil, aramanın hakikat, bulmanın mükafat olduğu bir hikâyenin satır aralarında gizli hazine aranmalıdır. *** Aramak ile bulmanın, modern çağlardaki sebep sonuç ilişkisini göz ardı etmek gerekiyor bazen. Aramak eyleminin tam da "bulmak" anlamına geldiği hikâyeleri okumak, insanı modern zamanların ritmik kaosundan kurtarabilecek bir hülle olabiliyor. "Her arama ânının bir karşılaşma ânı" olduğu tecrübesi, Simyacı'yı okurken insanı Akdeniz'de boğulmaktan, kızıl çöllerde kaybolmaktan koruyabiliyor. Evet bazen insan hayatı, tam da ölürken bulabiliyor! *** Simyacının elindeki taşın ne olduğunu soranlara "Felsefe Taşı" diye cevap vermesi hakikatin bazen yoldan çıkarıcı derecede sâde olduğunu hatırlıyor insana. Evet eğer aramıyorsak ve peşinde değilsek, yani bilmiyorsak ve varlığından haberdar değilsek... Dünyanın en kıymetli hazinesi ile burun buruna geldiğimizde o hazineden hissemiz ne kadar olabilir? Her gün aynada kendimize boş boş bakışımız geliyor aklıma. Ayna kendimizi bulabileceğimiz bir imkan iken, kendimizi kaybettiğimiz bir düzlem olmuyor mu çoğu zaman? *** Daha yazılacak çok şey var. Ama uzun olur endişesi var. Biliyorum cümleler de nihayetinde, aynı Santiago gibi yola çıktığı noktaya geri dönecek.

SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023206,7bin okunma

·

89 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Vakti Garîbe Âlemi Muhal