Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Mektup
Yusuf afalladı. "Kim ölmüş?" Ahmet Robenson cevap vermedi. Tekrar başını masaya dayadığı sırada elindeki mektup parmaklarının arasından kayıp yere düştü. Yusuf çabucak yürüdü, mektubu yerden alırken gözleri ister istemez satırlara kaydı: Sevgili biraderim, Mektubuma başlamadan evvel Allah'ın selamı üzerinize olsun. Ve ayrıca hepinizi hürmetle selamlıyor, öpüyorum. O gün kadim şehir İstanbul'dan ve sizlerden ayrılırken çok üzüldüm. Ne yalan söyleyeyim, hâlen de çok üzgünüm. Zira böyle bir ayrılık bana bir şeyi daha öğretti. Meğerse insan sevdiklerinden ayrılırken sırtına da onların hasretini yükleyip gidiyormuş. Ben de o gün sırtıma sizlerin hasretini yükleyip yola çıktım. Sevgili biraderim, Biz özbeöz Türk değiliz. Ama hamdüsenalar olsun. Cenabıhakk'a ki beni bu kutsal vatana asker etti. Ve şimdi bu kutsal vatan için son nefesimi veriyorum hasta yatağımda. Bu mektubu da artık bir ümidim olmadığından yazıyorum sana bir hatıra olmak üzere. Yani senin anlayacağın, bu genç yaşımda hayatımın sonuna geldim. Sevgili biraderim, Birliklerimiz düşmana karşı ilerlemeye çalıştı, fakat daha ilk günden muvaffak olamadı. O gün şu gerçeği çok iyi anladık ki düşmanımız Ruslar değilmiş, kara kışmış bu karlı dağlarda. Yine ne yalan söyleyeyim sana, sanki gizli bir el birliklerimizin üzerine bembeyaz bir ölüm örtüsü serdi. Ruslarla daha savaşmadan tıpkı güneşi gören buz kristalleri gibi çözüldük, günbegün sayıca eridik. Şimdiye değin donan dondu, geriye kalan bir avuç ise benim gibi lekeli hummaya yakalandı. Bu salgın hastalık ne yazık ki bizleri kırıp geçti. Sevgili biraderim, Doğrusu oradaki gazetelerin buradaki savaş hakkında neler yazıp çizdiğini bilmiyorum. Lakin kafası çalışan biri olarak bazı şeyleri de az çok tahmin edebiliyorum. İnan bana gerçekler sana yazdıklarım gibi. Hakikat bu, ama biliyorum ki yalan haber her zaman gerçeğin bir adım önünden yürür. Sevgili biraderim, ve bu sana son seslenişim hasta yatağımdan. Bizler bu savaşta düşman kurşunuyla ölmeyi hayal ederken,meğerse kurşunumuz buz gibi hava ve salgın hastalıkmış. Ha bir de bu hasta yatağımda birlikte geçirdiğimiz o eski güzel günlerimizi hayal ediyorum elbette... Mektup bu defa Yusuf'un titreyen elleri arasından kayıp yere düştü. Çabucak yanaklarını ıslatan gözyaşlarını sildi, eğilip yerden mektubu aldığı sırada Mekteb-i Sultanî'yeden çok yakın arkadaşı olan Ali Sami Yen'e yazdığı veda mektubunu gördü Yusuf. Huzura Biraderim Sami Bey,
Sayfa 183Kitabı okudu
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.