Fyodor Mihailoviç Dostoyevski'nin 25 yaşında yayınlanan ilk kitabı.
Parası olmayan yaşı geçkin bir adamın asla gerçekleşmeyecek bir sevgi uğruna, ayrı dünyaların, ayrı kafaların insanı olduğu yirmili yaşlarının başındaki talihsiz bir kadın için hayatını paspas etmesi, fakir ve talihsiz insanların bahtsızlığını konu alıyor.
"sen ne dersen de iki gözüm; toplumun yoksul insana saygısı yoktur."
Dostoyevski İnsancıkları çıkardığında dönemin birçok eleştirmeni tarafından kitap övgüyle karşılanmış, yeni bir Gogol doğuyor tepkilerini almış.
Bu övgüler ve Dostoyevski sevgisi ile okumaya başlayınca yüksek bir beklentiyle okumaya başlıyorsunuz ve ilk romanından bile insanları ne kadar iyi anladığını, analiz ettiğini görüyorsunuz.Onun dünyasında sahte romantiklere yer olmadığının farkına varıyorsunuz.İnsanların çıkarcı yapısını, kendinden yukarıda olanlara gösterdiği saygıyı basit bir şekilde, hayatın doğal akışı içinde anlatıyor.
"çok tuhaftı, ağlayamadım ama ruhum paramparça olmuştu."