İçinde Ankara geçen şiirler, romanlar hep etkilemiştir beni ama bu sefer çok daha fazlamı buldum. Ortak bir geçmişi paylaşmanın verdiği yakınlık insanları ister istemez nasıl tanıdık kılıyorsa birbirine, bir romanın kahramanı olabilme ihtimalimiz de yazarını bize aşina kılar. Şükran Yiğit’in dilini, üslubunu, kurgulama gücünü olağanüstü, çarpıcı veya benzersiz bulmayışım bundandır belki. Ya da içerik olarak 60’lar, 80’ler veya çocukluk, dostluk gibi edebiyatımızda çok sık işlenen konuları seçmesi onu daha az kıymetli yapmadıysa gözümde, bu da o tanışıklığın sayesindedir. Ben bir Şükran Yiğit romanında kahraman anlatıcı olabilirdim ve bu ne Ankara yüzünden ne de Amour!