Gelin sizi Hüsam’la tanıştırayım.
Beyaz bir odada, yatağına uzanmış, iri mavi gözlü, soluk yüzlü küçük sarışın bir çocuk içeri girmemizi izliyor.
“Hüsam bak sana bir arkadaş getirdim, ta Fransa’dan gelmiş bir gazeteci,” diye açıklıyor ona Nasır, çocuğun oturmasına izin veren büyük yastıkları düzelterek.
Fransız sözcüğünü duyan Hüsam’ın yüzünde